menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yokluk var mıdır?

14 3
02.09.2025

Burada Bediüzzaman varlığın bir vazifeyi yapmanın, gayretin ve çalışmanın sonucu meydana geldiğini, yokluğun ise emre uymama, vazifeyi yapmama ve terk etmekten kaynaklandığını ifade eder.

“Vücut” varlık, “adem” yokluk manasındadır. Yokluk vücudun ve varlığın olmamasıdır. Hareketsizliktir, var olan bir şeyi tahrip etmek, bozmak ve yok etmek anlamına gelmektedir. Sıhhatin bozulmasına hastalık, doğru olmayan bir şeye yalan, dürüstlüğün terkine sahtekârlık, imandan yoksun olmaya küfür, tevhidden uzaklaşmaya şirk denir ve bunların tamamı varlığı değil, yokluğu netice verir.

Varlık yoktu ve Allah yoktan varlığı yarattı. İnsan yoktu ve Allah insanı yoktan yarattı ve insana vücut verdi. Aynı şekilde bilgimiz yoktu, çalıştık ve Allah bize bilgi verdi cahil olmaktan kurtarıp bilgi sahibi yaptı. İmanı olmayan, inanmayan kimse de aklını kullanıp, vicdanına danışarak, elde ettiği bilgiler üzerinde düşünerek iman ederse “imanın varlığına” kavuşmuş, aklı ikna, kalbi tatmin ederek iman nuruna kavuşmuş olur. Küfür zulmetinden, cehaletten ve ilmin ve imanın aydınlığına, nuruna ulaşmış olur.

Bütün şer, tahrip ve yıkımın başını şeytan-ı lain çekmektedir. Nitekim yüce Allah Hz. Adem’i yarattığı zaman şeytana ve meleklere “Adem’e secde edin!” ferman etti. Melekler emre itaat ederek harekete geçip secde yaptılar. Şeytan ise hiçbir şey yapmadı, emre itaat ederek harekete geçmedi. Böylece şeytanın secdesi yok oldu. Şeytanın Allah’ın emrine uymaması, kabul etmemesi, itaat etmemesi ve secde etmemesi ile secdesinin ademine sebep oldu. Bu sebeple “tevazu” ile emre itaat vücut âlemine hizmet ederken, “kibir” “gurur” “inat” ve itaatsizlik, hareketsizliğe, ademe, yani yokluğa hizmet etmektedir. Şeytanın adem âlemleri hesabına çalışması” itaatsizlik, tembellik, hareketsizlik ve yapılan bir ibadeti bozmak, bir eseri yıkmak ve tahrip etmeye çalışması anlamına gelmektedir.

Bundan anlaşılmaktadır ki İlâhî........

© Yeni Asya