Muhabbet ve uhuvvet yaylasına davet
Sıcaktan, edepsizlikten ve hayasızlığın hızla yayıldığı bir zamanda; kanaatsizlik ve malayanî zaruretler altında bunalan gönüllere, buz gibi suyu ve serin havasıyla âdeta bir halaskâr gibi yetişen gönüllerin mekânı… Tabiatla Nur’un buluştuğu, mana âleminde yeni kapıların aralandığı, dimağların enginlere ve ufuklara kanat açtığı; bir piknikten çok daha öte bir buluşma noktasıdır Kargı yaylası...
Her yıl Ağustos ayı girince, ilk Pazar gelince, yediden yetmişe erince, bazen hüzün, bazen de Allah’ın verdiği ömrü, onun yolunda harcayanlar ile bir ve beraber aynı safta ve aynı sofrayı paylaşmanın verdiği mutluluk kelimelerle anlatılmaz.
Evet, hüzün boyutu vardır bir de... Bu geleneksel buluşma ve kucaklaşmada büyük emekleri olan bugün aramızda olmayan Nur kahramanları Ahmetler, Mustafalar, Şerafettinler, İbrahimler, nahif ve zarif sesiyle Şabanlar, Haliller, Hafız Abiler, Mehmetler ve daha nicelerini hatırlamak, yâd etmek...
Bizim pikniğimizin tatlı heyacanı, dersanemizde, geceden gelenlerle kılınan sabah namazı ve tesbihatıyla başlar. Yolculuk uzun, ama bekleyiş heyecanlıdır. Türkiye’mizin dört bir yanından kafile kafile selâm ile gelip kucaklaşmalar, tanışmalar, muhabbetler ile sabahın soğuk anı tatlı bir havaya dönüverir. Yayla havası; koyu bir çay,........
© Yeni Asya
