“Arabî vacip, Kürdî caiz, Türkî lâzım”
Münazarat’taki “Hükümet hekim gibidir” bahsinde, umum köylerde veyahut evlerde çeşit çeşit hastalıkları teşhis ederek hükümete iletmek üzere seçilmiş bir adamın reçetesinde yer alan “Cehalet hastalığı ile baş ağrısı var” teşhisindeki hastalığa ilâç olarak “Fen afyonunu önce onların lisanında, sonra resmî lisana çevirerek veriyorum” örneği de bunu ifade ediyor. (Age, s. 210.)
Medresetüzzehra’da “Lisan-ı Arabî vacip, Kürdî caiz, Türkî lâzım” demesi de. (Age, s. 290.)
Bu örnekler, onun eğitimde resmî dili de, anadili de vazgeçilmez olarak gördüğünü gösteriyor ve kökeninde ırkçı yaklaşımlar bulunan mantıksız politikalarla anadilde eğitimi yasaklayan, insanların anadillerinde konuşmaları veya eğitim görmeleri halinde ülkenin parçalanacağı paranoyasıyla........
© Yeni Asya
