Kâinatın doğuşu ve bir tefekkür
Bu büyük patlama modelinin ortaya çıkmasına zemin hazırlayan birtakım bilimsel çalışmaları inceledikten sonra Big Bang teorisinden marifetullaha uzanan bu tefekkürü mütalaa etmek isterim.
Kâinattaki temel kuvvetlerden biri olan Kütle Çekim Kuvvetini Newton, Kütle Çekim Kanunu ile bizlere anlatır. Kütle Çekim Kanunu’nda Newton der ki: Kütleler birbirini çeker, bir kütle ne kadar büyükse o kadar fazla çekim yapar. Einstein ise Newton’un Kütle Çekim Kuvvetinin yetersiz olduğunu söyler. Kütlenin sadece bir kütleyi çekmediğini enerjiyi de çektiğini söyler.
Örneğin Genel İzafiyet Teoremi’nde Einstein’a göre bir yıldızın ışığı, güneşin kütle çekimi gereği doğrusal bir yörünge izlemez ve bükülür. Böylece yıldız bulunduğu konumdan farklı bir konumda gözükebilir ancak bu olay çıplak gözle gözlemlenemez. Einstein’ın arkadaşı olan Eddington, bu teoriyi ispatlamak için Güney Afrika’ya gidiyor ve güneş tutulması esnasında, tutulma öncesi ve sonrası iki fotoğraf çekiyor. Bu iki fotoğrafı üst üste koyduğunda fark ediyor ki yıldız, iki fotoğrafta da farklı noktalarda gözüküyor ve böylece Einstein’ın Genel İzafiyet Teoremi ispatlanmış oluyor. Bu olaydan iki yıl sonra Einstein bu teoriyi kâinatın bütününe tatbik etti. Bu çalışmaların sonucuna göre eğer kâinat Genel İzafiyet teoremine uyuyorsa ya küçülmesi ya da genişlemesi gerekiyordu. (Genel İzafiyet Teorisine göre uzay........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein