Nefis ve vicdan ekseninde akıl
Birçok fizikî ve fıtrî özellikte buluşurlar. Yeme, içme, uyuma, doğma, ölme, vs. gibi özellikler. Listeyi bu şekilde uzatabiliriz.. Ancak insanı hayvandan ayıran birkaç önemli özellik daha bulunur. Bunlardan biri akıl, diğeri vicdandır. Kur'ân'da birçok ayette, Allah; insanları akletmeye, fikretmeye yani "düşünme"ye davet eder.
Demek ki akıl sahibi olmak son derece önemlidir. “İnsan” olmanın göstergesi, alamet-i fârikası akıldır. Ancak aklı doğru yönetmek de en az onun kadar önemlidir. Çünkü akıl tek başına doğruyu gösteren bir pusula olamaz. Bu kez imtihanın sırrı gereği insanda bulunan hayvanî özelliklerden biri olan “nefs” devreye girer. Nefs; günaha meyleden, vicdandan yoksun bir duygudur. Bazen insanların yanlış tutumları karşısında “Akla fikre ziyan”, “akıl tutulması” gibi ifadelerle hayretimizi dile getiririz. Günümüz tabiriyle bu, “absürt” bir durumdur. Kişi aklıyla düşünmüş, ancak ne yazık ki vicdanını susturmuş, nefsine kulak vermiştir.
Nefsin güdümünde olan akıl sahibi de aklını kötüye kullanır. Kurnaz ve yalancıdır. Kumar oynar, soygun yapar, çalar çırpar, insan öldürür, zulüm........
© Yeni Asya
