menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İklim kanununa bakış

19 3
08.07.2025

Anlaşmanın geçtiği tarihe bakalım, özellikle Leman dergisinin Peygamberimize (sav) hakaret içerikli karikatürün bir anda gündeme düşmesi ve eş zamanlı olarak Egenin incileri olan birçok ilçede başlayan orman yangınlarının gündemi meşgul ettiği sırada ve kamuoyunda yeterince tartışılmadan meclisten geçmesi.

Kanunun geçmesi ile birlikte karşı görüşte olanların sosyal medya üzerinde ciddi paylaşımlar yağmaya başladı. Çevre ve Şehircilik bakanlığının getirmek istediği bu düzenlemelere karşı ciddi yorumlar ve endişeler var.

İklim kanununun Türkiye’ye büyük yükler getireceği, küresel güçlerin dayatmasıyla kanunun çıktığı ve Türkiye’nin bu noktada zorlandığını söyleyen endişe duyan bir kesim var. Bakanlık gelişen eleştirileri cevap veren bir belge yayınlamak zorunda kaldı. Belgede yanlış ve doğru şeklinde ifadeler var. Başlık olarak ta “İklim kanunun gerçekleri”

Kanunun yasalaşmasını kabul etmeyenler, Karbon ayak izi ile insanların özgürlüklerinin kısıtlanacağı görüşündeler. “Karbon ayak izi her insanın ulaşım, ısınma, enerji tüketimi veya satın aldığı her türlü ürün neticesinde atmosfere yayılmasına neden olduğu karbon miktarını anlatan bir terim”. Bakanlık ise, karbon ayak izi ile insanların özgürlüklerinin kısıtlanmasının söz konusu olmadığını, üretim yapan organizasyonlar için olduğunu, bireylere, mülkiyet, seyahat ya da anayasal haklarla alakalı olarak bir kısıtlamanın olmayacağını deklere ediyor.

Karşı tarafın bir diğer endişesi, “Emisyon ticaret sistemi” adı altında vatandaştan karbon vergisinin alınacak olabileceği. Bakanlık bunun bireysel değil sanayi kaynaklı sera gazi emisyonlarının düşürülmesine yönelik düzenlemeler olduğunu, bunun için getirildiğini söylüyor.

Yine karşı tarafın tezi, tarım yasaklanacak, özellikle meyve ağaçlarının dikimine sınırlama getirilecek, gerektiğinde meyve ağaçlarını el konulacak şeklinde. Bakanlık ise, Kuraklık ve afetlere karşı risk altındaki topraklar, (Risk altındaki toprakları kim belirleyecek, bu devlete ait te olabilir ya da şahıslara aitte olabilir, burası açık) tarımı, hayvancılığı ve doğal kaynakları değişen iklim şartlarına karşı korumak gıda ve su güvenliğini sağlamayı amaçlıyoruz” diyor. Bakanlığın ifadesi geniş ve muğlak.

Gıda ve su güvenliği, değişen iklim şartları, doğal kaynaklar, tarım ve hayvancılık, risk altındaki toprakların belirlenmesinde bakanlığın tutumu değişebilir, bu göreceli. Karşı olanlar bu sorulara net cevap bekliyorlar. Çiftçilerin istediği ürünü ekemeyecek olmasından bahsediliyor, bakanlığın belirlediği şartlar çerçevesinde, ekilecek arazilere ve ekilecek ürün belirlenmesi şartı getiriliyor. Bunun örneklerini dar alanda zorunluluktan doğan yapı gereği Afyon ilimizde haşhaş ekimi sırasında görüyoruz, bu tutum yaygınlaştırılacak korkusu var.

Bakanlık, tarım ve hayvancılığa ilişkin tek bir yaptırım maddesinin iklim kanununda olmadığını ifade ediyor, buna karşı ise hayvancılığın yasaklanacağı özellikle yapay et üretiminin teşvik........

© Yeni Asya