“Sınırlı demokrasi”yi yok etme telâşı!
Aslında üç ayrı mahkemenin reddedip bir Asliye Hukuk Mahkemesinin savunmayı almadan bir tek davacının iddialarıyla, Anayasaya göre kararları kesin olup Anayasa Mahkemesi’nin dahi müdahale edemediği, “seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapmak ve yaptırmak, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları incelemek ve kesin karara bağlamak”la görevli ve yetkili Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) by pass edilmesi “operasyon”un aslını teşkil ediyor.
Millet iradesini ortadan kaldıran “otoriter rejim”de her alanda tükenen Saray iktidarı, demokratik iradeye tahammülsüzlükle muhalefete baskı, baskın ve operasyon yapıyor.
YOLSUZLUK DÜZENİNİ KAYBETME KORKUSUYLA…
Çarpık olanı, hukukçuların tesbitiyle esasen bir yüksek yargı organı olan “YSK’nın kesinleştirdiği seçim sonuçlarının, iktidarın emrinde bir mahkeme eliyle iptali”ne karşı “iktidar cephesi”nden “yargı kararları”nın hatırlatması.
Daha önce defalarca “yargı kararlarını tanımadığını” tekrarlayan, “yargıyı tâlimatlandırdıkları”nı bildirip, yerel mahkemelere Anayasaya göre “kanun hükmünde” olup iç hukuku bağlayan Türkiye’nin imza attığı “milletlerarası anlaşmalar”ın........
© Yeni Asya
