menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Lübnanlaşma” tefrikası…

15 8
25.07.2025

Her ne kadar daha sonra “bütün vatandaşların devlet imkânlarından eşit yararlanması” olarak açıklansa da Bahçeli’nin son “Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri Kürt, diğeri Alevî olsun” çıkışı, “kimlikler ve kökenler üzerinden devletin bölüştürülüp paylaştırılması” vahametini hatırlatmasıyla toplumdan ciddi tepkiler aldı.

Gerçek şu ki emperyal ecnebîlerce cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, meclis başkanlığı ve yardımcılıklarının hatta genelkurmay başkanlığının -işgalin ardından- Irak’ta “Sünnî Arap”, “Şiî Arap”, “Sünnî Türkmen”, “Şiî Türkmen”, “Kürt” olarak kategorize edilerek dağıtılması; veya Lübnan’daki gibi “Müslüman,” “Şiî,” “Hıristiyan,” “Marunî” ayırımı, bu ülkelerde sonu gelmeyen derin bir kargaşaya yol açacak. Bu yüzden etnisite ve mezhebî farklılıklarla toplumun bloklara dilimlenmesine “Iraklaşma fitnesi” ve “Lübnanlaşma sendromu” deniliyor.

“LİYAKAT, EMANET VE İŞİN EHLİ…”

Zira bununla da kalmıyor; devlet makamları, bürokrasi, ülkenin petrol-doğalgaz ve maden yataklarının işletilmesi gibi yeraltı ve yerüstü kaynakları da etnik ve mezhebî yapılara göre peşkeşle daha baştan ülke ve millet bölünmeye teşne hale getiriliyor; “ecnebîlerin parmak karıştırmasına zemin hazırlanıyor.”

Vatandaşlar ırkları ve inançları üzerinden kodlanıyor; insanlar peşinen “imtiyazlı”, “yarı imtiyazlı”, “az imtiyazlı” olarak kategorize edilerek........

© Yeni Asya