menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kutlular Abi

7 19
09.04.2025

Kutlular Abimizi ilk kez lise yıllarında dinlemiştim. Etkileyici ve ikna edici üslubuyla gayet net konuşur, hayata, hizmete ve içtimaî-siyasî meselelere dair tüm meraklı suallerimizi Risale-i Nur’dan cevaplardı. Biz, bu cevaplarla istikametimizi bulurduk. Sonra üniversite dönemimde de çeşitli programlar vesilesiyle karşılaşma imkânımız olmuş, heyecanla onun sohbetlerini dinlemiş, fakat hiç tanışmamıştık. Tanışmamız İstanbul’a gelişimle birlikte olmuştu. Bana tevdi ettiği, Köprü ve Risale-i Nur Enstitüsü’ndeki vazifelerim vesilesiyle onu yakından tanıma ve en önemlisi birlikte çalışma imkânını, tahdis-i nimet nev’inden Rabbimiz bize ihsan eylemişti.

Kutlular Abi’den ilk öğrendiğim şey, kimsenin adamı olmamak idi. Birinin adamı olmak garip bir hastalıktır; uhrevî hizmetlerde bir kardeşini, dava arkadaşını birinin adamı olarak yaftalamak da öyle. Kutlular Abi, davasının adamıydı, bize de davasının adamı olmayı ve öyle kalmayı öğretti.

İkinci önemli husus, bize tevdi ettiği vazifeler sonrasında dağ gibi arkamızda duruşuydu. Çok güvenilirdi; vazife verdiği kişilerin arkasında durur, amiyane tabirle kimseyi satmaz, kimseyi de yarı yolda bırakmazdı. Elbette bazen hatalarımız olurdu; fakat o, hata yapsak da bize sahip çıkar, hatamızın hesabını da özelden sorardı. Hataların tekrarlanmaması, hizmetin zarar görmemesi için şunu ısrarla öğütlerdi: “Bu işi en iyi sen bilsen de yine........

© Yeni Asya