menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Derin Hafıza ve 28 Şubat

7 1
05.03.2025

Askerî vesayetin gölgesinde özlenen demokratik olgunluğa bir türlü ulaşamayan Türk siyasetinin doğurduğu sosyo-ekonomik problemler karşısında harekete geçen darbecilik geleneği, bu sefer “postmodern darbe” adıyla milletin iradesini ve inançlarını bir kez daha gasp ediyordu.

Kaderin garip bir cilvesi olmalıydı. Geçtiğimiz hafta, bin yıl sürecek denen menhus 28 Şubat darbe sürecinin bin yıl geçse de unutulmayacak isimlerinden olan Millî Görüş lideri Necmettin Erbakan’ın da vefat yıldönümüydü. Siyonizm ile mücadeleyi varlık sebebi olarak belirleyen İslâm Demokrat Partisi lideri Cevat Rıfat Atilhan’ın derinden etkilediği Erbakan, Türkiye’nin içine düştüğü bunalımlı ortamda yakaladığı ivme ile Refahyol hükümetinin 28 Şubat’taki Başbakanıydı. İslâmî bir hareketin ve buna bağlı olarak oluşan siyasî bir partinin lideri olarak hayalindeki Türkiye’nin ve İslâm dünyasının taşlarını döşemeye hazırlanan Erbakan, 28 Şubat gibi her adımı planlanmış bir kumpasın müsebbipleri arasında sayılacağını bilebilir miydi?

Milletin başına örülecek çorap öylesine titizlikle örülmüş, renkler öylesine güzel seçilmişti ki… Herkes kendisine biçilen rolünü kusursuzca sahnelemiş, puslu havaların çakalları inlerinden çıkıvermişti. Az önce “vatan millet Sakarya!” nidalarıyla ortalığı inletenlerin, demokrasiyi ağızlarında pelesenk edenlerin sis çökmeye başladığı andan itibaren yeni pozisyonlarını güce göre hemen belirlemeleri bu........

© Yeni Asya