Devlet eliyle nasihat tesir etti mi?
Yazımızı dikkatle okuduğu anlaşılan, ana hatlarda bizim gibi düşünen, o doktorun gayretini sempatik gören, ama yaptığını usul olarak yanlış bulan bazı okuyucularımızın çeşitli teklif ve eleştirilerini aldık, kabul ettik.
Yazımızı ve bilhassa şeaire dair vurgularımızı dikkatlice okumadan, aslında dikkatli bir üslup kullanmış olan muhalif vekillerin mazideki ya da bugünkü siyasî duruşunu eleştiren ve böylece güya o tabibi ve Risaleleri müdafaa ettiğini zanneden iktidar taraftarı yorumculara yapılabilecek fazla bir şey yok. Zira “okumayı bilmeyen için yazılmış hiçbir şey yoktur”. Bu yazı dahil!
Tabibin yaptığını doğru bulan yorumculardan tek biri dahi bu kanaatine Risale-i Nur Külliyatından küçük bir delil dahi getiremedi. Bu durum da bizim bakış açımızı destekliyor. Teyit edelim:
***
Bediüzzaman’ın tasnifiyle, iman hakikatlerine muhtaç olanlara dinî nasihat etmek bir “nur gösterme” faaliyetidir. Ama bu “gösterme” mecburi yön gösterme biçiminde olmamalı. “Sağ yolun yolcusu, sol yolun yolcusu…” kalıplarında olduğu gibi alternatifleri gösterme (irae) biçiminde olmalı ki “Din tekliftir” kuralına uygun olmuş olsun.
Devletin kuvvetini kullanarak insanları günahlardan çekindirmeye çalışmak ise yine Risalelerdeki adlandırmasıyla sopa-topuz tutmak ve vurmaktır. Suç sayılan günahları cezalandırmak maksadıyla ve devlet eliyle birileri bunu yapıyor ve yapacak, ama bu “nasihatçılık” yani “nurculuk”........
© Yeni Asya
