menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devlet büyüklüğü ve yönlendirme meselesi

12 1
05.10.2025

Bunun yerine prensipler çerçevesinde yapılacak değerlendirmelere ışık tutacak somut olayları nakledip hükmümüzü müzakereye açıyoruz.

Gerçekten bazı öyle somut olaylar var ki “işte delil budur” dedirtiyor ve verdiğimiz hükümleri zeminine perçinliyor.

İşte üç örnek olay…

Birincisi:

NTV Washington temsilcisi Hüseyin Günay adlı ağzı bozuk gazeteci “yanlışlıkla” kayıt altına alınan ve “her nasılsa” servis edilen bir “ikili muhabbet”te, meslektaşına, Erdoğan’ın ABD’den hiçbir şey alamadığını ama almış gibi gösterildiğini söylüyor. (Bu arada argo da konuşuyor, ama devlet büyüklerine hakaret yok.) Buraya kadar bir problem görülmeyebilir.

Ardından Türkiye’deki Saray’dan -aslında herkesin iyi bildiği- dedikoduları paylaşıyor ve özetle Erdoğan sonrası siyasette Hakan Fidan’a oynayan ekip ile Berat Albayrak ve Selçuk Bayraktar ekipleri arasındaki üç kaleli basket maçı çekişmelerine hazırlık antrenmanlarına atıf yapıp “herkes Erdoğan sonrası o günü bekliyor” diyor. (Biz yıllardır söylüyoruz: AKP diye bir parti “görünüşte” var. Hakikatte tartışılır. Zira........

© Yeni Asya