Bir hak arama serüveni: Yeşilada-2
Hikâye şuydu: SİT alanı ilân edilen Eğirdir Yeşilada için 17 yıllık bir gecikmeden sonra da olsa nihayet bir imar planı kabul edilmişti. Bunu duyan ada ve yöre halkı, gecikmeli de olsa atılan bu adımdan, özel mülkiyetleri üzerindeki haklarını da sınırlamasına rağmen memnun olmuştu.
Ama aynı planla Yeşilada kıyılarının ve Canada’nın, “günübirlik tesis alanı” adı altında lokanta, gazino gibi tesislere açılıyor olması herkesi şaşırtmış ve yağmacılık konusunda haklı bir endişe meydana getirmişti.
Zira normal planlarla bile yapılamayan bu uygulama nasıl olduysa SİT ve koruma adı altında hazırlanan bir plana sokuşturulmuştu!
Yeşiladalılar adaların kıyılarının ve Eğirdir Gölünün menfaatini korumak adına seslerini duyurmaya çalışmışlar ve Mustafa Yeneroğlu’nun da gayretleriyle TBMM Dilekçe Komisyonu’nu harekete geçirerek kısmen başarmışlardı.
O ilk yazımızı şu cümlelerle bitirmiştik:
“Özetle devlet 17 yıl sonra Yeşiladalıların sesini duymuştu, oradaydı, ancak vatandaşı yanlış anlamıştı. İmar planının daha da gecikmesi endişesine rağmen Yeşiladalılar kıyılarının talan edilmesine razı olmadı ve........
© Yeni Asya
