Seferîlikle ilgili karıştırılan meseleler -1
Öncelikle şunu belirtelim ki, Üstad Bediüzzaman (ra) “Eğer hakikî ihtiyaç hissetseydim, böyle füruata dair müçtehidînin derin me’hazlarına gidip bazı beyanatta bulunacaktım”1 diyerek prensip olarak fıkıhta “füruata” pek girmemiş, bu vazifeyi hak mezheplerin bıraktığı zengin fıkıh mirasına ve ulemaya havale etmiştir.
Bununla birlikte, fıkıhta bu iftâ ve içtihat işini havale ettiği âlimler veya onların eserlerine başvuran hocalar bu vazifeyi deruhte ederlerken usul ve yaklaşım hatalarına düşmesinler diye “İçtihat Risalesini” telif etmiş ve bu meyanda seferîlik gibi bazı fıkhî meselelere de temas etmiştir.
Üstad’ın bu temasları, aslında fetva verme işinin nasıl yapılması gerektiğini örneklendirmek içindir. Yoksa maksadı “Seferîlikte namazların kısal- tılması ile ilgili benim içtihadım işte budur; bu bir ruhsattır, doğrusu da budur. Bu meselede beni taklit edin” demek değildir.
Zira Üstad Hazretleri bu meseleyi ele alırken bu kısaltmanın “vacip” olduğunu savunan Hanefîlere yardım edercesine açıklamalarda bulunmuştur. Demek burada Üstad’ın birinci muradı “hükümlerin illetlere göre verilmesi gerektiğine” dair usul kaidesini hatırlatmak, ikinci muradı ise bu meselede tenkitlere maruz kalan Hanefîiçtihadını korumak, yaşatmak ve onun da “usul açısından” ne kadar doğru olduğunu ortaya koymaktır.
Çünkü Bediüzzaman Hazretleri Musavvibe’dendir. Bu anlamda Üstad’ın mesleği, mezhepleri “cem’ ve telif” etmektir. Onun derdi, hak olan mezheplerin farklı görüşlerini tahtie ile yanlışa nispet edip teke indirmek değil, aksine rahmete ve genişliğe sebep olan bu farklılıkların mensuplarınca yaşatılmasını temin etmektir. Zaten Üstad Hazretleri, yolculukta namazlarını kısaltmadan kılmaları yönünde -en azından yakın talebelerine- bir iş’arda bulunmuş da değildir. Oysa aynı Üstad, müstehap olan birçok konuda açık tavsiyelerde bulunmuştur.
Dolayısıyla seferîlik konusundaki fetvalarda Hanefî olanların kendi mezhepleri doğrultusunda hareket etmesi yanlış değildir. Ama eğer ortada bir “ihtiyaç veya maslahat” varsa kişi Şafiî Mezhebini de taklit edebilir. Nitekim Üstad’ın da........
© Yeni Asya
