Türk edebiyatının sessiz kahramanı
Edebiyatımız sessiz kahramanlarla doludur.
Bu kahramanlar, sadece sağduyu ile bakabilenlere görünür.
Sanatı, edebiyatı, hakkı, hukuku, vicdanı güncel kısır çekişmelere kurban edenlere görünmez.
Oysaki “doğru” her zaman doğrudur.
Olaylara göre, kişilere göre, zamana göre eğilip bükülmez.
Doğrular; doğa kanunları gibidir bence.
Mutlaktır ve evrenin her köşesinde geçerlidir.
Sağduyulu gözler o sessiz kahramanları mutlaka bulur arayışlarında.
Bulmalıdırlar da.
Ki “Amerika yeniden keşfedilmesin”
Değil mi ama?..
***
Bu gün size, tarihin sayfalarında kaybolmuş bir sessiz kahramandan söz edeceğim.
Bir mülakatında:
“Ağustos böceği gibi öterek yan gelmekten ise karınca gibi çalışmak daha iyi değil mi?”
“Şimdiye kadar öttüğümüz elverdi. Biraz da iş yapalım ki çorak edebiyatımız şenlensin. Değil mi?" diyebilen bir düşünce adamından bahsedeceğim.
Kısacık ömründe çalışmayı, üretmeyi önceleyen kahraman bir aydını hatırlatacağım.
***
Aslında birçoğumuz öykülerinden tanır onu.
Kısa ömründe tam yüz yirmi beş tane öykü........
© Yeni Ankara
