Medenî bir dünya var mı?
Açlıktan, derisi kemiklerine yapışmış… Tek tek kaburga kemikleri sayılabilecek hale gelmiş…
Ağzına bir lokma bir şeyler girsin diye annesinin gözünün içine mazlum mazlum bakan çocuklar…
Yolda yürürken, günlerdir bir lokma gıda alamamış bedeni tükenip, olduğu yere yığılan çocuk, kadın, yaşlı ve gençler…
Günlerdir karnını doyuracak bir şey bulamadığı için, ameliyat sırasında kendisi de bayılacak duruma gelen doktorlar…
Daracık bir alana sıkıştırılmış 2 milyonu aşkın sivil insanı, açlıktan öldürmek amacıyla yürütülen şerefsizce bir siyaset… Sanki bombalar ve mermiler yetmemiş gibi…
İnsan ırkının bir soyu, ‘insanlık’ denilen kalabalığın gözleri önünde günbegün yok ediliyor.
Açlığa ve susuzluğa mahkûm edilen mazlumlar, bir avuç una erişebilmek için, bu soykırımı bilinçli bir şekilde tezgâhlayan namertlerin gösterdiği, güya yardım merkezlerine yönlendiriliyor.
Sonra da üzerlerine ateş ediliyor. Ki, ‘yardım’ diye uzatılanın içine, insanları başka türlü öldürecek nelerin karıştırıldığını dahi bilmiyoruz.
Gıdasızlıktan dolayı kaç Gazzeli mazlumun şehit olduğunu bilmiyoruz. Bildiğimiz, bir lokma ekmeğe erişemediği için, yani fiziksel manada aç ve susuz bırakıldığı için son nefesini veren Gazzeli sayısı 200’ü buldu. Bunun yarısı çocuk…
ABD ve İsrail’in birlikte tezgâhladıkları ‘yardım’ (!) merkezlerinde birkaç kilo una erişmeye çalışırken, üzerlerine mermi ve bomba yağdırılmak........
© Yeni Ankara
