menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kılıç kınından çıkmalı artık

13 10
10.09.2025

Savaş goygoycusu değiliz. Felaket tellallığıyla da işimiz olmaz. Mevzu, Türk Devleti’nin bekasıdır.

Batılı müttefiklerimizin başımıza sardığı terör belasıyla, neredeyse yarım asırdır terbiye edildik.

Her ne kadar bölücü terörü; Türkiye’nin önünü kesmek, kalkınma hızını düşürmek, toplumsal bütünlüğünü zedelemek amacıyla tezgâhlamış olsalar da, Türk Devlet Aklı, yaşanan süreci yönetmesini bildi.

Evet, terör yüzünden trilyon doları aşan bir külfeti omuzlamak zorunda kaldık. Binlerce insanımızı, eli kanlı teröristlerin alçakça saldırıları sonucu şehit verdik. Köylerimiz, terör yüzünden boşaldı. Tarım ve hayvancılığımız büyük zarar gördü. Kentlerimiz, kırsaldan gelen nüfus baskısı yüzünden ciddi sorunlar yaşadı.

Fakat… Her şeye rağmen ülkemiz, yaşanan musibetlerin zararını en aza indirme mücadelesi verirken; öte yandan bünyesini güçlendirdi. Bugün, terörle mücadeleyle geçmiş 40 küsur senenin deneyimine sahip, dünyanın en zinde ve güçlü ordusuna sahibiz.

Terörle mücadeleyi en üst düzeyde başarıyla devam ettirebilmek gayesiyle, savunma sanayimizi, çağın gereklerine göre tasarladık. Bir bakıma, geleceğin savaş kavramını belirleyecek bir düzeye eriştik.

İHA ve SİHA’lardan tutun, dünyadaki emsalleriyle çok rahat boy ölçüşebilecek yeterlilikte her türlü harp silahlarını yerli ve millî olarak geliştirdik. Bu silahların ayrıntıları, hem konumuzun dışına taşar, hem de yazı hacmimize sığmaz. Zaten yeri geldikçe, savunma sanayisindeki başarılarımızdan söz ediyoruz.

Devletimiz; dünyanın savaş tamtamlarıyla inletildiği bir ortamda, yaklaşan tehditlere karşı kendi iç cephesini güçlendirmek üzere, güçlü bir hamle yaptı.

Yaklaşık 11 ay önce, MHP Genel Başkanı Bilge Lider Dr. Devlet Bahçeli’nin ezber bozan çıkışıyla ülke gündemine yerleşen........

© Yeni Ankara