menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Stratejik riskin rotası

13 1
20.11.2025

Türkiye siyasetinde “Terörsüz Türkiye” süreci yeni bir evreye girdi. TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, İmralı gündeminin de merkezine oturmasıyla tartışmaların yoğunlaştığı bir platform haline geldi. Bu platformda en cesur rolü üstlenen parti ise MHP. Ancak bu cesaret, partinin seçim hesabına ve ittifak dinamiklerine dair soruları da beraberinde getiriyor.

MHP lideri Devlet Bahçeli, komisyonun ‘İmralı’ya gitme’ kararı almasını net şekilde destekliyor. Grup toplantısında, “Alırım yanıma üç arkadaşımı, İmralı’ya gitmekten kaçınmam” diyerek, sembolik ve stratejik bir hamle yaptığını açıkça ortaya koydu.
Bu sözlerin arkasında durarak, partisi üzerinden bir “masayı kurma hamlesi”ni resmî zemine taşımış oldu.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da benzer şekilde net konuşuyor: Komisyonun 21 Kasım Cuma günü İmralı’ya gitmesi yönünde karar alacağını ve 3–4 milletvekilli bir heyetin Öcalan’ın beyanlarını almak üzere adaya gideceğini ilan etti.
Yıldız’a göre bu adım “yüzyılın en cesur kurucu siyaset hamlesi.”

Parti içi söylemler, MHP’nin bu süreçte yalnızca figüran değil, aktif bir kurucu aktör olma stratejisini benimsediğini gösteriyor: “Elini taşa koymak”, sorumluluk almak, “masa”nın tarafı ve düzenleyicisi olarak görünmek.

MHP yalnızca sözle değil, mekanizma üzerinden de hamle yapıyor. Genel Başkan Yardımcısı Yıldız’ın açıklamasına göre, komisyon içerisinden seçilecek 3–4 kişilik bir heyet İmralı’ya gidebilir ve Öcalan ile ilk elden temas kurulabilir. Bu teklifin, komisyonun karar alma mekanizması........

© Yeni Ankara