Küller arasında kalan hayatlar
Temmuz güneşi yine yaktı… Ama bu kez sadece toprağı, ormanı, ağaçları değil; canları da yaktı. Dün akşam saatlerinde, rüzgarın aniden yön değiştirmesiyle alevlerin arasında kalan 5'i orman işçisi, 5'i AKUT gönüllüsü olmak üzere 10 kişi şehit oldu.
Sıcak hava dalgası, nem oranının yüzde 10’un altına düşmesi, rüzgarın saatte 60 kilometreyi aşması… Hepsi meteorolojik verilerde yazılıydı. Ama istatistiklerde olmayan bir şey vardı: Giden canlar.
Her yaz aynı manzarayı izliyoruz. Kızılçam ormanları, Akdeniz makileri, binlerce hektar alan… Ve sonra binlerce hektar alan… Ve sonra haber bültenlerine düşen görüntüler: Çam kokusu yerini is kokusuna bırakmış, siyaha dönmüş dallar, küle dönmüş yuvalar. Tatil beldelerine inen, yanmış ayaklarıyla yürümeye çalışan bir yaban domuzu sürüsü. Arka planda, göğe yükselen gri dumanların altında, maskesi yüzünden belli belirsiz görülen itfaiyeciler… Onlar kurtardıkları her ağaçta, her hayvanda, her insanın canında kendi hayatlarını biraz daha eksiltiyorlar.
Türkiye, Avrupa’nın en fazla yangın çıkan ikinci ülkesi. Ancak yangın söndürme uçaklarımızın ya bakımları yetişmiyor ya da sayıları yetmiyor. Helikopterler anlık müdahale için havalanıyor ama rüzgar ters esince her şeyin kontrolü kayboluyor. Karadan müdahalede ise en ön safta her zaman itfaiyeciler var. Yeri geliyor bir kazma kürekle, yeri geliyor hortumun başında, alevlerin üzerine yürüyerek. Onlar, en büyük teknolojinin hala insan emeği olduğunu her yaz yeniden kanıtlıyorlar.
Bir araştırmaya göre, 2022’den bu yana Türkiye’de çıkan orman........© Yeni Ankara
