Frekanstan algoritmaya medya savaşları
1950’lerde ABD’li oryantalist Daniel Lerner’in Ortadoğu’da yaptığı anketler, dönemin masum sosyal bilim çalışmaları gibi görünüyordu. Oysa arkasında dönemin yeni istihbarat gücü CIA vardı. Radyo yayınları, özellikle Voice of America, Radio Free Europe ve BBC Arapça gibi projeler, yalnızca haber vermek değil, toplum mühendisliği yapmak için kullanılıyordu. Bu yayınlar aracılığıyla kitlelerin modernleşmeye, Amerikan değerlerine ve Soğuk Savaş mantığına “ısındırılması” hedefleniyordu. Lerner’in meşhur araştırması “The Passing of Traditional Society” aslında bir saha notundan çok daha fazlasıydı: Frekanslar üzerinden zihin haritası çizme girişimi.
Bugün bu frekansların yerini algoritmalar aldı. Facebook, Instagram, X (Twitter), TikTok gibi platformlar yalnızca eğlence veya iletişim alanı değil, siyasetin, kimliğin ve kültürel yönelimlerin belirlendiği arenası hâline geldi. Ortadoğu ve Türkiye gibi hedefe konulan yerlerde bu platformlar, kamusal alanın yerini aldı. Artık kimin neyi göreceğini, hangi olayın nasıl “trend” olacağını, hangi tartışmanın alevleneceğini büyük ölçüde bu şirketlerin kodları belirliyor.
Bu tabloyu görmek için son on yıldaki örneklere bakmak yeterli.
Arap Baharı (2011): Tunus ve Mısır’da Facebook sayfaları ve Twitter hesapları protestoları hızla yaydı, meydanları dolduran gençlerin örgütlenme aracı oldu. Ancak aynı platformlar birkaç yıl içinde rejimlerin gözetim ve manipülasyon aracına dönüştü.
Gezi Parkı ve Tahrir Meydanı: İstanbul’dan Kahire’ye, sosyal medya sahadaki direnişin canlı........
© Yeni Ankara
