Fırtınanın dışında kalanlar
Türkiye siyasetinde kimi zaman olayların merkezinde olmak kadar, o olayların dışında kalabilmek de belirleyicidir. CHP’nin İstanbul İl Kongresi etrafında kopan hukuki fırtına ve Meclis’teki Kardeşlik Komisyonu’nun giderek gerilen atmosferi, tam da böyle bir dönemi işaret ediyor. Bir yanda mahkeme salonlarında “geçici yönetim” tartışmaları, öte yanda Meclis koridorlarında “kardeşlik” kavramı üzerinden şekillenen ancak her geçen gün daha fazla karşıtlık üreten bir komisyon. Bu iki eksen, Türkiye’nin siyasî iklimine dair önemli sinyaller veriyor.
Bugün Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin aldığı “esastan ret” kararı bu tablonun merkezine bir işaret fişeği gibi düştü. Daha önce İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği kayyum/tedbir kararı fiilen boşa düşerken CHP’ye kısa vadede bir meşruiyet nefesi sağlandı. Parti, en azından bu aşamada “kendini toparlama” fırsatı buldu; ancak süreç henüz kesinleşmiş değil, temyiz yolları hâlâ açık. Yine de bu gelişme, siyasetin tüm aktörlerine önemli bir mesaj veriyor: Bir yargı kararı, bir partiyi bir gecede zayıf veya güçlü kılabiliyor.
Bu durum, Meclis’te devam eden Kardeşlik Komisyonu’nun hassas dengeleriyle birlikte düşünüldüğünde daha da anlam kazanıyor. Komisyon başlangıçta “ortak akıl” umudu yaratmıştı; bugün ise farklı ideolojik blokların birbirine gözdağı verdiği, sert tartışmaların yaşandığı bir alana dönüşmüş durumda. CHP’nin kongre krizi de bu gerilimin yanına eklenince,........
© Yeni Ankara
