Bu sefer ‘Affını istemek yerine istifa’
AKP’de il başkanlarının art arda istifası bir tesadüf mü? Barış ve Kardeşlik Komisyonu’ndan kayyımlara, ekonomiden ittifak dengelerine kadar her yeni hamle, sahadaki teşkilatları zorluyor. Affını istemek yerine istifa eden il başkanları, aslında Ankara’ya ne söylüyor?”
AKP’de bir şeyler oluyor ama kimse yüksek sesle konuşmak istemiyor. Elazığ, Muğla, Adıyaman, Niğde, Bitlis, Çanakkale, Ordu derken bugün Tunceli İl Başkanı da istifa etti. Bu sadece birkaç ilin hikâyesi mi, yoksa parti içinde derin bir fay hattının kırılması mı? Peki neden bu kadar kişi “görevden affımı istiyorum” demiyor da “istifa ediyorum” diyor? Bu farkın altını kim çizecek?
Bugün iktidarın tam kalbinde yeni bir süreç başlıyor. “Çözüm süreci” diye yıllardır kulislerde dolaşan kavram artık bir dedikodu değil; TBMM’de kurulan Barış ve Kardeşlik Komisyonu ile resmi bir adım hâline geldi. Üstüne bazı belediyelere kayyımlar atanıyor; yerel yönetim hamleleri Kürt meselesinden yerel demokrasiye kadar pek çok hassas alanı yeniden ısıtıyor. Bu tabloyu sahada kim taşıyacak? Elbette il teşkilatları. Peki onlar ne diyor? Ne hissediyor? Sadece sağlık sorunları mı var, yoksa biriken bir öfke mi var?
Sorunun tam ortasında bir kavram var: “Affını istemek.” Türkiye’de siyasetin eski teamüllerinden değil bu; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğurduğu bir uygulama. Eskiden insanlar istifa ederdi; yeni sistemde ise hükümet bileşenleri istifa etmiyor, “affını istiyor.” Neden? Çünkü bu sistemde istifa neredeyse bir isyan gibi algılanıyor. Ama şimdi il başkanları tam da bunu yapıyor. Affını istemek yerine istifa etmek… Bu bir uyarı değilse nedir?
Elazığ İl Başkanı Şerafettin........© Yeni Ankara
