Bu Diyanet ve hükümetimiz, daha ne yapsın?
Hayır ne yapsalar yaranamadıkları bir medya var, onu anladım da bu kadar fedakarlıkla halkına ve memleketine hizmet etmeye çalışan bu insanlardan daha ne istenebilir ki. Varsa yoksa ekonomi, sanki onlar bilmiyor ekonominin nasıl düzeleceğini. Ama işte bunlar hep şükür etmediğimizden ve dış güçlerin üzerimizde oynadıkları oyunları anlamadığımızdan oluyor
Düşünün… Daha geçen Cuma, 8 Ağustos 2025 tarihli hutbede “Sıla-i Rahimle Bereketlenen Tatil” başlığıyla resmen ilan ettiler:
“Müslümanın çalışması da, dinlenmesi de, tatili de, eğlenmesi de meşru, ahlaki ve helal sınırlar içerisinde olmalıdır.”
Akşam ekmek, gündüz kum ve deniz değil, biri bitince ötekine geçiş: “O halde bir işi bitirince hemen diğerine koyul ve yalnızca Rabbine yönel.”
Tatil “tembellik ve gaflet içinde geçirilmemeli”, lüks ve israfın zirve yaptığı organizasyonlara dine göre yer yokmuş! Ruh arınacak, tatil ibadete dönüşecekmiş. Yani plajda şezlonga uzanmak bile artık bir tür manevi sorumluluk meselesi.
Yetmedi… Televizyonda biri “Allah baba” dedi. Vallahi tevhid inancınız sanki barajlı beton değilmiş gibi, devlet hemen dosyalara yollandı: “Maneviyat sigortası” devrede. Eskiden köy imamı “Evladım, öyle denmez” diyordu, şimdi devlet baba konuya profesyonel mesai planıyla müdahil oluyor. Kurumsal maneviyat hassasiyeti!
Her ne kadar burada olay diyanetle........
© Yeni Ankara
