menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Büyü’müşüz

9 14
tuesday

TÜİK’in rakamları, yılın üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisinin “büyüdüğünü” söylüyor. Ancak bu büyüme, milyonlarca vatandaş için cep değil, cüzdandaki deliklere su dökmekten öte bir anlam ifade etmiyor. Çünkü büyüme istatistiklerde kalırken, gerçek hayat pahalılığıyla yüz yüze kalan halk için her yeni gün daha zorlu hale geliyor. Ekonomi büyüyor deniyor ama vatandaş her geçen ay daha az alabiliyor, daha zor geçinebiliyor.

Resmî enflasyon verilerine göre yıllık artış yüzde 30’un üzerinde seyrediyor. Gıda fiyatlarındaki yükseliş ise çok daha yakıcı. Ekmek, süt, peynir, yağ, sebze ve meyve artık dar gelirli bir ailenin sofraya düzenli koymakta zorlandığı ürünler haline geldi. Market raflarıyla maaş bordrosu arasındaki mesafe açıldıkça açılıyor. Bir yandan “büyüme” söylemi sürerken, diğer yandan vatandaş alışveriş sepetini yarı yarıya doldurmak zorunda kalıyor.

Ekonomideki bu tablo, “Büyümeden kim faydalanıyor?” sorusunu daha da görünür hale getiriyor. Gelir dağılımı verileri, sorunun cevabını açıkça veriyor. En yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesim, toplam gelirin yaklaşık yarısını alırken, en alt yüzde 20’lik kesime düşen pay yüzde 6 civarında kalıyor. Yani ülkede yaratılan ekonomik değerin büyük bölümü çok küçük bir kesime gidiyor, geri kalan büyük çoğunluk ise artan yaşam maliyetleriyle baş etmeye çalışıyor.

Bu adaletsizlik, sadece bir ekonomik eşitsizlik değil, aynı zamanda toplumsal bir kırılmanın da işareti.........

© Yeni Ankara