İttifaka varlar barışa yoklar!
İttifaka varlar barışa yoklar!
ZEKERİYA SAY
Osmanlı’da olmayan “Kürt Sorunu”, İttihatçılarla ortaya çıkan milliyetçilik akımıyla tetiklendi.
CHP tek parti iktidarında yaşanan baskı politikaları, inkâr, asimilasyon, olağanüstü haller, örfi idare, İstiklal Mahkemeleri, sıkıyönetim ve zorunlu iskân uygulamalarıyla uygun zemin hazırlandı.
Darbelerin semirttiği vesayet odaklarının faşist tutumuyla vücut buldu.
“Kürt yoktur, dağ Türk’ü vardır. Dağdan inerken ‘kart kurt’ diye ses çıkarıyorlar diye Kürt denmiştir” diyen cuntacılar, Kürtleri yok sayarak, kavganın fitilini ateşledi.
Buna paralel olarak yaşanan sürgünler, yakılan köyler, faili meçhuller, cezaevinde dışkı yedirmeler, işkenceler ve Kürt dilinin yasaklanmasıyla da terör örgütünün doğuşuna ebelik yapıldı.
“Irza geçme”den sabıkalı oldukları halde, “Sabıkasız Kürdün, Kürtlük ile alakası yok” diyen bazı kriminal tiplerin sözde “lider” koltuklarına oturmasıyla da PKK terör örgütü, şiddet üreten, kan döken dünyanın en vahşi şebekelerinden biri oldu. İlk tetiği 15 Ağustos 1984 tarihinde Eruh’ta çeken bu kan şebekesi, bugüne kadar çoluk çocuk demeden on binlerce yurttaşımızı şehit ederken, milyarlarca dolarlık da maddi hasar açtı. Oysa birbirini besleyen iki zihniyet, her zaman iç içeydi.
Mesela! Cumhuriyetin ilk yıllarında, rejime boyun eğmediği gerekçesiyle CHP tek parti iktidarının gönderdiği topçu birliklerince evi bombalanan ve yıllarca PKK’nın siyasi uzantısı konumundaki partilerde görev alan DEM Partili Ahmet Türk, yıllarca CHP çatısı altında siyaset yaptı.
Hem CHP hem de o dönem ismi HADEP olan Kandil’in uzantısı… “İrtica”nın PKK’dan daha tehlikeli sayılıp, tehdit listesinde “birinciliğe” oturtulduğu 28 Şubat sürecinde, Sultanahmet Meydanı’nda düzenledikleri ortak mitingde, terör örgütlerinin paçavrasının gölgesinde; “Refahyol, defol” sloganları........
© Yeni Akit
