Savaş ahlakı ve medeniyet dersi
Savaş ahlakı ve medeniyet dersi
YAŞAR DEĞİRMENCİ
Medeniyet krizinin yaşandığı, insanlığın insanlığını kaybettiği, şefkatsiz merhametsiz hâle getirildiği bir dünyadayız. İnsanlığın Medine’de kurulan İslam Devletini incelemeye ihtiyaçları var. Oradaki toplum; kâfirler, münafıklar, Mü’minler, ehli kitaptan (Yahudiler ve Hıristiyanlar) vardı. Birlikte nasıl yaşanır, ölmeden, öldürmeden gösterdiler. Hem de ‘cinnet toplumu’ndan, ‘Cennet Toplumu’ inşa ederek. Vahye ve onun uygulayıcısı Peygamber Efendimizle bu gerçekleşti. Bugün insanlığın hasret kaldığı huzur sağlandı. ‘Savaş ahlâkı nasıl olur?’ sualine cevap bulmak isteyenler Mekke ve Medine dönemlerini okusunlar. Tabii Sahabey-i Kiramın yaşadıklarını kendileri yaşasaydı nasıl tavır koyarlardı?
Rasulüllah Efendimizin başında olduğu 20 yıl içinde Medine Şehir Devleti bugünkü Kıta Avrupası’ndan daha büyük topraklar fethetmiş, büyümüş, bölgede refah ve barış tesis etmiştir ki bu bir mucizedir. Tüm bu savaşlarda Müslümanlardan bin, karşı taraftan ise sadece beş yüz kişi hayatını kaybetmiştir. Savaş ahlakını bilmeden öğrenmeden, öğretmeden olayları doğru tahlil edemeyiz.
Medine’de her tür hayat tarzlı insanlar yaşamasına rağmen ‘fütuhul kulub, fütuhul buldandan önce geldiği’ için gönüllerin, kalplerin fethi beldelerin fethinden önce gelmiştir. Ayrıca gördükleri, zulüm, işkence, boykot, vs. varıncaya kadar yapılanların sonucu Medine’ye hicret etmek mecburiyetinde bırakılan Peygamber Efendimiz, on sene sonra Mekke’yi Fethetmiştir. Mekke’nin Fethi’nde öldürülen insan sayısı beş on kişiyi geçmemiştir. Müfrit ve müptezel olmayan tarihçiler, ‘böyle bir Devlet/Medeniyet yeryüzünde görülmemiştir’ demişlerdir. Mazlumun da zalimin de dini kimliği önem taşımaz. Zalim........
© Yeni Akit
visit website