menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnsanlığın gidişatından her Müslüman Sorumludur! (2)

25 1
29.06.2025

İnsanlığın gidişatından her Müslüman Sorumludur! (2)

YAŞAR DEĞİRMENCİ

Her ifrat (aşırılık) bir mahiyet sapmasıdır. Her mahiyet sapması ifratlarla ve tefritlerle birlikte yaşanır. Öyle bir fasit dairenin içinde, sevginin asliyeti yoktur. İtirafı zor da olsa, ağır da gelse, yoktur. İlmin mutluluğa eriştiren sırrı marifetullah’tır; sevginin mutluluğa eriştiren sırrı muhabbetullah’tır. Ve bu sırlar, asliyet ölçülerine bağlı kılınmıştır. “Asliyet ölçülerinden, mutluluk dengesinin icaplarıyla ilgili sonuçlar çıkarmak; o sonuçları kavramların arasındaki münasebetler açısından önümüzdeki meselelere göre yorumlamak”, “tefekkür”ün manevi tarifidir. Ve bu tarif, özüyle evrenseldir. Aynı özü, bin bir çeşit üslupla, farklı ifade ihtiyaçlarını tatmin edici biçimde verebilmek mümkündür. Batı’nın materyalist aklı beş duyu ile sınırlıdır. Sadece teraziyle, mercekle, metreyle (bunların delalet ettiği aletler listesiyle) iş görür. Ne inanca yönelişi vardır ne de inancın ışığına ihtiyacı! O yüzden de kendi tarif ve mahiyet sınırları dışında kalan alanları kavga ederek geliştireceğini vehmeder. Kalbin akletmesi, kalbin aklı ışıklandırması demek. O ışık olmazsa akıl doğruyu düşünemez; nefs’in karaltıcı tesiri altında kalıp yalnızlaşır. Hep “akla önem vermek” ten söz edilir. Kalbe önem vermeden akla önem vermek bir mana ifade etmez ki. “Hakikati arama hasbiliği içinde düşünmek” tir. İnat için değil, nefsani tutkular ve oyunlar için değil, mükabere (karşılıklı kibirleşme, üstünlük sağlama) için değil. “Hakikat ne ise ben onu arıyorum. Hata ettiğimi görürsem dönerim, hatamı gösteren olursa sevinirim” diyebilirseniz, kalbin ışığı aklı aydınlatıp hürleştirir. O ışık, kaynağı itibariyle ne kadar güçlüyse, sıhhatliyse, size yansıması ne derecedeyse;........

© Yeni Akit