menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hakkı duymayan sağır, hakkı görmeyen kör, hakkı konuşmayan dilsizdir

37 2
20.04.2025

Hakkı duymayan sağır, hakkı görmeyen kör, hakkı konuşmayan dilsizdir

Yaşar Değirmenci

Teknolojik imkânlardaki hızlı gelişme ve bu gelişmeye bağlı olarak ortaya çıkan dönüşüm sadece bireyi, toplumu, kültürü, alışkanlıkları değil dini, dinî hayatı, din anlatımlarını da büyük oranda etkiledi. Bilhassa bu değişim internetin bulunması ve yüzyılın son çeyreğinde toplumun bütün kesimler kullanılmaya başlamasıyla daha başka bir boyuta ulaştı. Zamanın ve mekânın değişimine açık olan “davet üslûbu”nu Şeriat’tan ayrılmayarak (Dinin sâbiteleri ile değişkenleri bilerek) çağın anlayışını İslâm’a tâbi kılmalıyız.

Değişim; günümüzde bireysel ve toplumsal hayatımızı tamamen içine alan, alışkanlıklarımızı değiştiren, dünyanın işleyişini bile farklı bir çizgiye getiren bir hâl aldı. İnternet; yüzlerce yanlış bilgi ve o bilgiler ışığında inşa edilen algılar, hiçbir şeyin kendisi olmadığı, her şeyin abartıldığı, hakikat değil sanal bir dünya. İmaj, reklam ve propaganda dilinin hâkim olduğu bir dünyadayız. Biz Müslümanlar son iki asrın bütün değişimlerine hazırlıksız yakalandığımız gibi buna da hazırlıksız yakalandık. Dinin internet ortamına taşınması süreci nasıl olacaktı? Dinin hakikatleri, sanal bir âlemde nasıl ifade edilecekti? Her an internet ortamına aktarılan dinî bilgi nasıl denetlenecekti? İrşad, davet ve tebliğ dili imaj, reklam ve propaganda dili ile nasıl ifade edilecekti? Oyun, eğlence ve alay üzerine kurulan sosyal medya ortamlarında dinin hakikatleri anlatılabilecek miydi? Bütün bunlarla ilgili konuları derinden ele alan araştırmalarımız ve çalışmalarımız yeterli seviyede değil.

Bilişim teknolojileri vasıtasıyla........

© Yeni Akit