Gündemimiz Hac ve Kurban Olsun!
Gündemimiz Hac ve Kurban Olsun!
YAŞAR DEĞİRMENCİ
Güncel olanın rüzgârıyla savrulduğumuz günler yaşıyoruz. Sahte gündemler bizi hep meşgul ediyor farkında olarak yahut olmayarak… Esasa taalluk eden, özü olan, hazza değil, hayra yönelik kalıcı gündemlere ihtiyacımız var. Sıkıştığımız, nefes almakta zorlandığımız, fıtratımızdan uzaklaştırıldığımız şu katı hayatın ötesine geçebileceğimiz “bir başka dünya” arıyoruz zaman zaman.
Kendi değerlerimizle, ulvi kutsallarımızla irtibatı ve ilgisi olmayanların İslâm düşmanlığını Araplara, olmayan ama İslâm ülkeleri olarak bilinenlerin hâllerine/gidişatlarına bakarak sövgü hâline getirdikleri söylemlerini görünce nefret damarımız kabarıyor. “Leküm diniküm…” (Sizin dininiz size, benim dinim bana.) ayetiyle amel ediyorum. “Su-i misal, emsal olmaz” sözünü düşünerek hareket edilseydi bu zavallılar, hidayetten nasibi olmayanlar; iç dünyalarına dönüp kendilerini tenkit eder, ithamlarını da nefsine uygularlardı.
Hacca veya umreye gidenlere dil uzatmak insafsızlıktır. Sen tatil tercihini öylesine yaparken, dindar insanımızın tercihi de bu! Tatil planları yaparken, bu furyada israf, özenti hayat tarzına girmişken ne olur hiç olmazsa kendi özümüze dönüp o kavramlarla düşünsek. Yaşamasak bile “Edep Terbiyesi” kapsamına giren söz ve dil terbiyesinden geçsek ne olur? Deneyin bakalım zarar mı edersiniz yoksa örnek alınan insan grubuna mı çıkarsınız. (Güruh’tan gruba.)
Hac mevsimi, gidelim gitmeyelim bizi soluklandırıp, bize nefes aldırıyor. Fıtratımızı hatırlatıp, yaradılış gaye ve hikmetimize çağırıyor. Ölmeden de “bir başka hayatın” ikliminde soluklanma, bir başka dünyanın daha mümkün olduğunu, yaşarken hissetmemizin adıdır Hac! Sahte gündemlerden kalıcı gündeme davettir. Tahrip ettiğimiz hayatı, tamir fırsatı belki. Dünyevîleşen hayatımıza uhrevî nefes üfleyen, ölü hayatımızı dirilten, fanilikler içinde ebedîliğe yol açan mevsimdeyiz. Hac mevsimi yahut Hac gündemi. Gideniyle gidemeyeni ile Müslüman toplumları derinden kuşatan, saran,........© Yeni Akit
