Cihad ruhunu heyecanımızı kaybetmeyelim!
Heyecanımız kalmadı, bu halimiz normal midir yoksa bir arıza mı var diye sordular. Heyecan insanî bir eylem olduğuna göre heyecansızlık bir canlılık alameti olamaz. Bizi biz yapan hayat damarlarından bazılarının kuruduğunu gösterir. Bu damar niçin kurur, kurumuşsa nasıl tekrar hayat bulur, bunu belirlemek de zordur ama gereklidir.
Bir davanız, düşünceniz, inancınız varsa bunun sürdürebilmenizin dört temel saiki/motoru vardır: Bilgi, eylem, tefekkür, heyecan. Bunlara öncesinde bir de güçlü bir imanı eklemek lazım. Biri eksik olursa bir motoru çalışmayan uçak gibi olursunuz, her an düşebilirsiniz. Ve her birinin kazanılmasının ve canlı tutulmasının kendine has yolları vardır. Bunları bilip uygulamak gerekir. Yani önce bu ana esaslardaki eksikliklerimizi gidermeliyiz. İmam Rabbani bunları sık sık ilim, amel, ihlas formülü ile özetler. Bu da yaklaşık aynı kapıya çıkar. İhlas o güçlü imanı da barındırır.
Peki, bunu sağlamak için ne yapmalıyız? Hayat sürekli hareket halindedir, sabit bir noktada durabilmek mümkün değil. Onun için bu seviye güzel, bunu korursam bana yeter derseniz kendinizi kandırmış olursunuz. Allah iki farklı ayette bu gerçeğe işaret eder: ‘Biz sizin öne geçenlerinizi de biliriz, geri kalanlarınızı da’ (Hicr 15, Müddesir 37). Yani bunun ortası yoktur. İlerlemediğiniz an gerilemekteyiz. Çünkü diğerleri sizi geçmektedir, siz de göreceli olarak geri kalmaktasınız.
Bunları korumanın her zaman ilk akla gelen çaresi vasıflı beraberliklerdir. İnsan insanın desteğine muhtaçtır. Şu mealdeki ayeti kerime bu işin formülünü tam olarak vermektedir: ‘Ey iman edenler,........
© Yeni Akit
visit website