menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

6.2 depremi ve düşündürdükleri

16 1
27.04.2025

6.2 depremi ve düşündürdükleri

Yaşar Değirmenci

İstanbul’da ve civar illerde hissedilen 6.2 depremi, hepimize ölüm hakikatini yeniden hatırlattı. İnsanoğlunun ne kadar zayıf ve çaresiz olduğunu da gördük ve yaşadık.

Deprem; sadece yeri sallayıp üzerinde çürük temeller ve eksik malzemeyle inşa edilmiş binaları yıkmıyor. Her şeyi sallıyor, sarsıyor, yıkıyor ve yeniden daha iyi yapmak üzere insanlara bir fırsat sunuyor. Duyguları, hayatları, algıları, insan ilişkilerini, devletin duruşunu sarsıyor. Bu zelzelenin, depremin, sarsıntının ardından ibret alan ders çıkarıp ‘nefs muhasebesi’ yapıp kendine, yaşayışına çekidüzen verip düzelenler olduğu gibi, kimilerini daha berbat hale de getirebiliyor. Deprem alanlarına, havzalarına, fay hatlarının üzerine ev yapılamaz, yerleşim merkezleri kurulamaz. Farkında olup veya olmayıp yapılaşmada dikkat edilmeyen en önemli iki mesele; münbit arazilere, ovalara ve deprem zeminine ev yapılmasıdır. Ülkemizin bir özelliği de deprem faylarının üzerinde olması. Bu gerçek de neredeyse düzenli olarak bize sürekli hatırlatılıyor. Fay hattı, jeolojik, daha bir sürü maddi sebeplerle beraber Allah’tan bağımsız hiçbir olayın olamayacağını, Allah Teâlâ’nın yarattıkları ile ilgisini kesmediğine de iman ederiz. Sünnetullah dediğimiz İlâhî prensipler (kanunlar) neyi gerektiriyorsa onun üzerinden tavrımızı, yaşayışımızı, hayat tarzımızı geliştirmemiz gerekiyor.

Başımıza gelen bu küçük kıyamet üzerine söylenecek çok söz ve daha önemlisi yapılacak çok maddi manevi çok iş var. “Deprem niye oluyor?” diye sormamıza gerek yok. O Allah’ın kanunudur. İnsanın olduğu, olmadığı her yerde olur. Sadece insanların kabahatlerinin karşılığı olarak görerek depremin oluşunu değerlendirmek doğru değildir.

Asıl deprem, toplumu yok edecek asıl büyük deprem, yakıcı ve yıkıcı deprem manevi depremdir. Manevî değerlerin aşınması, buharlaşması, yok olması. Manevî deprem yaşamayan bir toplumu, hiçbir maddî deprem çökertemez. Haram-helâl ölçülerine riayet eden bir toplumu hiçbir deprem yıkamaz! Kul hakkına özen gösteren bir toplumu hiçbir deprem yok edemez. Âhiret inancını yitirmeyen bir toplumu hiçbir deprem tarihten silemez. Maddî depremi aşabilmenin tek veya en güçlü yolu, manevî değerler ve ilkeler bakımından güçlü olmaktan geçer. ........

© Yeni Akit