İyiliğin gücü ve toplumsal dayanışmanın önemi
İyiliğin gücü ve toplumsal dayanışmanın önemi
SÜLEYMAN GÜLEK
Yüce Allah Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurur: “İyilik yapanlar, iyilik görür.” (Zümer, 39/10). İslâm dini, hem bireysel hem toplumsal hayatın temelini iyilik ve yardımlaşma üzerine kurmuştur. İnsanlara faydalı olmak, hem dünya hem de ahiret hayatı için büyük bir kazançtır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bu gerçeği şöyle ifade etmiştir: “İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olandır.” (Tirmizî, Fiten 76)
İslâm ahlakının temel taşlarından biri iyilik yapmaktır. Ancak bu iyilik sadece maddi yardım anlamına gelmez. Güler yüz göstermek, güzel söz söylemek, bir insanın derdine ortak olmak da iyilik kapsamına girer. Bu davranışlar, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılmalıdır. Çünkü iyilikler, Allah rızası için yapıldığında hem yapanı hem de yapılanı yüceltir.
Kur’ân-ı Kerim’de gerçek iyilik şöyle tanımlanır: “Gerçek iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, ihtiyacı olanlara sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözünü yerine getirir.” (Bakara Suresi, 177)
Bu ayetten anlaşıldığı üzere, iman, ibadet ve güzel ahlak bir bütündür. Gerçek iyilik, hem inançta samimi olmak hem de davranışlarla bu samimiyeti göstermekle mümkündür. İyi bir Müslüman, çevresine maddi ve manevi yönden faydalı olandır. İyi insanlar, toplumda sevilir, sayılır ve örnek alınır. Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurur: “İnanıp iyi işler yapanlar var ya, Allah onlar için (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.”........
© Yeni Akit
