menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kıbrıs’ta sandığın mesajı ne?

38 21
21.10.2025

Kıbrıs’ta sandığın mesajı ne?

REFİK TUZCUOĞLU

Pazar gecesi Kıbrıs'tan gelen seçim sonuçları dikkat çekti. Aslında sahayı okumayı bilenler açısından sonuç bir kaç ay öncesinden belliydi. Yine de bu sonuç, bir şok dalgası oluşturdu. Kimi araştırma merkezlerinin yayınladığı anketlerin ise seçmen eğilimlerini doğru tespit edemediği anlaşıldı.

Bu sonucun hemen ardından Atina'dan yükselen sevinç çığlıklarını, Rum liderlerin zafer kutlamalarını ve Türkiye içindeki bazı çevrelerin "Darısı başımıza!" sloganlarını ibretlik bir vaka olarak kaydetmek gerekir. Yunan Dışişleri Bakanı'nın, "Adanın yeniden birleşmesi için umut dolu yeni bir sayfa" açıldığını ilan etmesiyle Batı'nın ve Rum tarafının bu sonucu nasıl okumak istediği de netleşmiş oldu.

Ancak bu ilk şok dalgasını atlattıktan sonra, soğukkanlı bir analiz yapmak ve paniğe kapılmadan dersler çıkarmak gerekiyor. Zira sandıktan çıkan sonuç, Kıbrıs davasının bittiği anlamına gelmiyor. Bilakis, mücadelenin yeni ve çok daha akılcı stratejiler gerektiren bir evreye girdiğini gösteriyor.

Sonuç Bir Referandum Değildir!

Öncelikle, Batı medyasının ve Rum propagandasının hemen sarıldığı o büyük yalanı deşifre etmek gerekir: Bu seçim, "iki devletli çözüm" politikasının oylandığı bir referandum değildi. Dün KKTC Eski Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre Bey ile hasbıhal etme imkânım oldu. Sayın Töre, yapılan tüm anketler ve saha araştırmalarında, “Kıbrıs Türk halkının oranında Türkiye'nin garantörlüğünden asla vazgeçmediğini ve e gibi net bir çoğunlukla iki devletli çözümü desteklediğini” söylüyor.

Peki, madem halkın iradesi bu yönde, bu iradenin en güçlü savunucusu olan aday neden sandıkta sadece 5 civarında bir destek bulabildi?

Belli ki halk, davadan değil, davayı temsil eden aktörlerden ve davayı temsil biçiminden rahatsız. Yani mevcut yönetimden memnuniyetsizliğini sandığa yansıttı. Sahadan yansıyan bilgiler, milliyetçi-muhafazakar seçmenlerin sandığa gitmediği yönünde. Hatta sadece muhalifler değil, 1974'ten sonra adaya yerleşen........

© Yeni Akit