Nefs-i Emmaremle Bir Muhavere(2)
Nefs-i Emmaremle Bir Muhavere(2)
Prof, Dr, Yusuf Özertürk
NEFSE YARDIM
*Birinci bölümde Nefs-i Emmare (NE) ile Akıl-Vicdan (A-V) arasında geçen muhavere anlatılmıştı. Nefs, Aklın ve Vicdanın ileri sürdüğü deliller karşısında hatasını anlamış ve ne yapması gerektiğini, Hak yola nasıl gireceğini sorgulamaya başlamıştı.
*NE; Bunu nasıl yapacağım?
Hem çok hata yaptım. Günahlarım da çoktur.
-A-V; ‘TEVBE-İ NÂSUH’ yap. Allah-ü Teâlâ’ya samimi olarak yalvar. Kur’ân’ın ölçülerini öğren ve o ölçülere göre yaşa. Bir daha da Hak yoldan ayrılma. Böyle yaparsan o zaman Allah’ın aff-ı keremine mazhar olmayı bekleyebilirsin.
*NE; Niye bana bunları tebliğ ediyorsunuz?
-A-V; Bu Allah-ü Teâlâ’nın bir emridir. Ve kullarına bir lütfudur. Hastalık var, hasta var, ama hastane yok, hekim yok. O zaman ihtiyaç içinde olan hastalar, ne yapacaklar? Perişan olup, inim inim inlemezler mi? Hayat çekilmez olmaz mı? Hem öyle inleyip, Ya Rabbi, şifa ver derman gönder (ilaç- hekim vs) demezler mi? Buna merhameti sonsuz olan Sultan-ı Kâinat nasıl müsaade eder?
Bu da öyle bir şey. Maddî hastalıklar derman bulmazsa nihayet dünya hayatını kaybettirir. Ama imansızlık, günahlı hayat ebedi saadeti kaybettirir. Bu yüzden EMR-İ BİL MARÛF VE NEHY-İ ANİL MÜNKER (İyiliği tavsiye ve kötülükten alıkoyma) yapmak bir vecibedir (1).
*NE; Bunu kim, nasıl yapacak?
-A-V;
1- Güç, kanun gerektiren işleri gücü elinde tutan DEVLET- HÜKÜMET yapacaktır.
2- Sözlü, yazılı, görsel vs. ile nasihât etme işini İLİM ERBABI yapacaktır (Hem fiilleriyle, hem de nasihatleriyle yapacaktır.).
3- Bunların dışında olanlar da yaşamalarıyla, fiilleriyle (hâlen) yapacaklardır. Hayırları amelleriyle........
© Yeni Akit
