‘Futbol bâtıl bir din mi?’ -1-

Prof. Dr. Yusuf Özertürk

İNSAN OYUN VE EĞLENCEYİ SEVER

İnsanoğlunun ‘nefsinden(ego) kaynaklanan çeşitli zevk ve korkuları vardır. Şayet nefsi, ‘Hakk ölçüler’ ile terbiye edilmezse zevklerinin ve korkularının esiri olur. Bu esaret, insanı çeşitli taşkınlıklar yapmaya sevk eder. Bu taşkınlıklardan biri de ‘oyun ve eğlence’dir. İnsan gerek fert olarak, gerekse topluluk halinde hep eğlenmiştir. Oyun ve eğlencenin vasıtaları, yeri, dekoru vs değişmiştir, fakat mahiyeti değişmemiştir. Antik Roma’da bu arzu, atlı araba yarışları ve gladyatör oyunları şeklinde tezahür etmiştir. İnsanlar, ‘Amphitheatrum (Kolezyum-ölüm arenası-ölüm sahası) denen yerlerde ki, bunlar 50. 000 seyirci kapasiteli, toplumdaki hiyerarşiye (imparator, konsül üyeleri, asilzadeler, tüccarlar, halk vs) uygun amfi tarzında oturma yerleri ve ortada da döğüşlerin yapıldığı saha olan yerlerde (bugünkü spor salonları ve stadyumların antik modeli) eğlenirlerdi. Her eğlencede olduğu gibi bunun bir bedeli, ücreti olurdu. Zamanla oyunları organize edenler, gladyatör yetiştiren okullar, antrenörler, hakemler, reklamcılar vs vs şeklinde sektör halinde kurumsallaştı, büyük rant ve para kaynağı oldu. Bu ölüm arenalarında, önce müzik çalınır sonra, sabah suçlular, esirler, aç........

© Yeni Akit