Yüksek İslam Enstitüsü mezunları toplandık
Yüksek İslam Enstitüsü mezunları toplandık
İDRİS GÜNAYDIN
Samsun Yüksek İslam Enstitüleri mezunları Ladik Akdağ’da toplandık. Hasret giderdik. Hocalarımızın ellerini öptük. Her birimizde gizlenmiş olan 1980’li yılların hatırasını yâd ettik. Böyle şeyler hem sevinç veriyor hem hüzün. Artist gibi yakışıklı arkadaşlarımızın icabında bir hastalıkla malûl halini görünce üzülüyorsunuz. O, taşı sıksak suyunu içtiğimiz yıllar yerini bir ihtiyarlar korusuna bırakmış.
Organizasyonu yapan arkadaşımız, Allah’tan ki o genç kalmayı becerebiliyor; Recep Koçak… Kendisine teşekkür ediyoruz. İşinin piri, sorumluluğunun şuurunda bir arkadaşımız. Her yıl bizi, içine çekildiğimiz kabuğumuzdan çıkararak; “yahu siz o günkü gibi gençsiniz aslında” der gibi ayağa kaldırıyor. Allah razı olsun.
HOCALARIMIZ
Bir elin parmağı kadar bile kalmamış hocalarımız, bizim için fedakârlık ve bilgi abidesi olmanın yanında vefalı olmanın da numunesidir. Şurası bir gerçektir ki; hocalarımız bilginin dalları yana sarkmış ağaçlarıdır. Aslında her hoca böyledir ve böyle olmalıdır. Ama bazı başka hocalar kollarını(dallarını) yüksekte tutarken bizim hocalarımızın kolları yanlara sarkıktır ki biz o elleri öpelim.
NE YAPMALI?
Bana bazı arkadaşların sordukları ve “bu projeyi anlatmalısın” dedikleri bir durumdan bahsetmeliyim: Bizim gibi inanan topluluklar her zaman her yerde şu soruyu soruyoruz kendimize: Nereye gidiyoruz. Ne yapmalı?
İnanmayanların böyle bir derdi yok. Onlar için hayat gırtlakla dübür arasındaki mesafeden ibaret. Vücudunda dövme, önünde bira; değme keyfime değme… Ama biz öyle düşünemiyoruz. Rahat değiliz. Çünkü bu milletin de ülkenin de asıl mâyesi inanç. Neslimizin inanç cephesi bozulunca, söz gelimi yarın, Türkiye’nin bazı yörelerinin ve biraz önce bahsettiğim insan tiplerinin hangilerini cepheye süreceksiniz? Yunan Adaları sizin cephenizden daha yakın onlara. Kaydı tutulmayarak unutulan Meis Adası bir anda Laik Kemalist aydın gençlerimizle........
© Yeni Akit
