Örtülüye fahişe diyene ziyaret için, kuyruk olan çakma ülkücüler
Örtülüye fahişe diyene ziyaret için, kuyruk olan çakma ülkücüler!
ALİ KARAHASANOĞLU
5 sene önce idi..
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bizzat kendisinin okuduğu hutbede şunları söylemişti:
“İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti.”
Ankara Baro Başkanlığı, Erinç Sağkan başkanlığında iken (sonradan bu küstah adamı, o sözleri sebebi ile ödüllendirmek için, CHP ve İyi Partili avukatlar da desteklemiş ve Barolar Birliği Başkanı yapılmıştı.) Diyanet İşleri Başkanı’na hakaretler savurmuştu.
“Sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın” ifadesi ile başlamış.. İslam’ın peygamberine küstahça atıfda bulunarak, “çağlar öncesi” hakaretini yapmış..
“Bundan sekiz dokuz nesil önceki büyükleriyle” diyerek, İslam alimlerini hedef almış..
“Aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak” demiş, hakaretini katmerleştirmiş..
“İnsan onuruna karşı gösterdiği büyük direniş” diyerek, Ali Erbaş’ın LGBTİ eleştirisine itiraz ederek, homoseksüelleri “insan onuru” diye göstermiş..
“Kadın düşmanlığının manevi zeminini dini söylemlerle meşrulaştırma” diyerek, hem Diyanet İşleri Başkanı’na, hem de dinimize saygısızlık etmiş..
“LGBTQ , kadın ve çocuk söylemlerine rağmen” diyerek, açıkça homoseksüelliği savunmuş, araya da kadın ve çocuk ifadelerini ekleyerek, kendisine savunma malzemesi hazırlamış.. Bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı’na iftira atıp, “kadın yakmaya davet etmesi” suçlaması yapmış, “şahsı ve ona hak veren zihniyeti kınadığımızı” diyerek, Ali Erbaş ile birlikte tüm müslümanları da hedef almış olmasına rağmen..
O tarihte İyi Parti’de milletvekili olan Yavuz Ağıralioğlu, partisi adına açıklama yaptığında, korkunç bir tilkilik sergilemişti..
Ankara Barosu’nu eleştirmiş olsa da, Ali Erbaş’a da, “Hazineyi talan etmekle ilgili, iltimasa, adam kayırmaya eleştiri getirmediği” gibi, “Suyumu bulandırıyorsun. Ben seni yiyeceğim” bakış açısı ile, Marksistlerin ne kadar dindar insanlara iftirası var ise, onları sıralayıp, “Ateistlerin trenine niye binmiyorsun, yöneticileri niye günahkar ilan etmiyorsun” demeye getiriyordu.
Bütün medya organları da, Ağıralioğlu’nun, "Ankara Barosu’nu haksız bulduğu sözleri"ni değil, Ali Erbaş’a "Marksistlerin tarzı ile saldırdığı sözleri"ne geniş yer vererek, İstanbul Sözleşmesi’ne zaten açıktan destek veren İyi Parti’nin sözcüsüne, sanki homoseksüelliğe de şahsen destek çıkıyormuş gibi izlenim vermişti..
Ben de o gün, bu görüntüye sebep olan........
© Yeni Akit
