Kanun değişsin, yolsuzluk davaları TV’den canlı yayınlansın
Kanun değişsin, yolsuzluk davaları TV’den canlı yayınlansın
ALİ KARAHASANOĞLU
Talebi ilk önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel dillendirdi.
Baklava kutularına konulan “Avro görüntüleri”nden öncesine ait bir talepti.
Bu kadar net rüşvet görüntüleri yayınlandıktan sonra da talebinden vazgeçtiğini sanmıyorum.
CHP’li seçmeni kandırmanın, biraz daha oyalamanın başka bir yolu bulunmuyor, çünkü.
Salı günkü MHP grup toplantısında Sayın Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı’nın bu talebini makul bulduğunu belirtmesi..
Ve ardından da son aşama olarak dün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aynı konuda, duruşmanın canlı yayınlanmasına sıcak baktığını belirtmesi, benim de bu konudaki ümitlerimi yeşertti.
Ancak hemen belirteyim, bunun için bir kanun değişikliği gerekli.
Duruşma salonlarından görüntü alınmaması, yayın yapılmaması kuralı, adil yargılanma ilkesi gereği getirilmiş bir düzenleme idi.
Ancak kamu menfaatinin yüksek düzeyde olduğu, toplum ilgisinin zirve boyutta olduğu, sanıkların da onay verdiği dava duruşmaları için, televizyonlardan canlı yayın yapılması; bence de mümkün olmalı.
Sanık kendisine güveniyorsa, hele hele bir mağduriyet yaşadığını iddia ediyorsa.
Duruşmada yapacağı savunmayı, sadece salonun alabileceği sayıda insanların değil, çok daha geniş kitlelerin canlı olarak duymasını/öğrenmesini arzu ediyorsa, yargılama televizyonlardan yayınlanmalı.
“Duruşmaların aleni yapılması” kuralı da, aslında televizyondan canlı yayın yapılmasına onay veren evrensel bir ilkedir.
Tabii ki bu noktada, yeni bir düzenleme yapılması, tartışmaları bitirmeyecektir. Salona kaç tane kamera konulacağı, görüntülerde sanıkların ve avukatlarının mı yoksa savcı ve mahkeme heyetinin de mi çekileceği, dava dışı konuşmalar yapıldığında yayının kesilip kesilmeyeceği, savunma adı altında suç niteliğinde tehditler savrulduğunda yayına devam edilip edilmeyeceği gibi yeni tartışmalar da olacaktır.
Biz isterseniz, bu teorik tartışmaları bir kenara bırakıp, somut konuya dönelim.
Somut konu neydi?
İstanbul Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma ile cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu olarak nitelendirilen Ekrem İmamoğlu Suç Örgütü sanıklarına, onlarca suç isnadında bulunuluyor.
İBB eski Başkanı Ekrem İmamoğlu ve halen arkasında duran partisinin üst düzey yönetimi ise, isnatların haksız olduğunu, işlenmiş herhangi bir suç bulunmadığını savunuyorlar.
Gazeteler, televizyon ekranları; tabii ki yargılama yapılan yerler değildir.
Ama ben isterdim ki, yargı makamlarının da önünü açacak şekilde, hem isnatlar, hem de o isnatlara getirilen tüm savunmaları, objektif şekilde hem gazetelerde haber yapabilelim, hem televizyon ekranlarında tartışabilelim.
Savcılığın isnatlarına karşı, Ekrem İmamoğlu ve etrafındaki isimlerin bugüne kadar yaptıkları somut bir savunma, ben göremiyorum.
Ekrem İmamoğlu’nun avukatlarının bir tanesi bile, isnatların tartışıldığı bir televizyon programına çıkıp, “şu iddia, şu sebeple yanlıştır, gerçeğe aykırıdır” dediğini ben görmedim.
Sadece haksızlığa uğradıkları yönünde genel bir açıklama yaparak, konuyu örtbas etmeye çalışıyorlar.
Bu çerçevede, Ekrem İmamoğlu ve Suç Örgütü’ne ait diğer isimlerin yargılamasının, televizyonlarda canlı olarak yayınlanmasına ben de destek veriyorum.
Bakalım Ekrem........
© Yeni Akit
