menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ramazan iman sohbetleri (8)

7 0
28.03.2025

Ramazan iman sohbetleri (8)

AHMET MARANKİ

“İzzet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıklarından münezzehtir. Bütün peygamberlere selâm olsun. Hamd ise Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.”

Sâffât Sûresi, 37:180-182.

Allah Resulü sav bir hadisi şerifinde;

Sanki günümüzeki ramazanlara ve zengin iftar sofralarına işaret ederek bir uyarıda bulunmuştur! Biz de bu ramazan ayında bu ikaza uyarak zengin sofralarını ve davetlere son on yıldır katılmama kararı aldık! Bunun yanında Ramazan’da afaki, malayani boş şeylerle uğraşmamayı, suni gündemlerle algı operasyonlarıyla birilerinin kuyuya attığı taşı çıkarmamayı kendimize şiar edindik!

En azından ramazan ayında Ramazan’ın ve orucun kutsiyetini bu köşede sizlerle Kur’an, hadis ve Risale-i Nur külliyatı ışığındaki tefsirlerle aklı gözüne inenlere anlatarak tarihe kayıt düşmek istedik! Allah kabul etsin!

*Zenginlerin davet edilip de fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeği, ne kötü bir yemektir!* (Müslim, Nikah, 107)

DOKUZUNCU NÜKTE!

Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum rububiyetini kırmak ve aczini göstermekle ubûdiyetini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: “Nefis Rabbisini tanımak istemiyor; firavunâne kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azaplar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, zaafını, fakrını gösterir, abd olduğunu bildirir.

Hadisin rivayetlerinde vardır ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: “Ben neyim, sen nesin?”

Nefis demiş: “Ben benim, Sen sensin.”

Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: “Ene ene, ente ente.” Hangi nevi azâbı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş.

Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: “Men ene?........

© Yeni Akit