Geçmişten Geleceğe Kürt Mücadelesi Tarihi
Geçmişten Geleceğe Kürt Mücadelesi Tarihi Bir Dönemin Sonu ve Yeni Bir Başlangıç
“Sömürgeciliğe karşı verilen savaş yalnızca toprak için değil, ruhun kurtuluşu içindir. Ve gerçek barış, halkların özgürce ayağa kalkmasıyla mümkündür.”
— Frantz Fanon
Gerillanın Sessiz Dönüşü
2025 Temmuz’unda kamuoyuna ulaşan görüntüler, on yıllardır dağlarda süren Kürt silahlı mücadelesinde yeni bir tarihsel dönüm noktasını işaret etti. PKK gerillalarının ellerindeki silahları ateşe vererek imha etmesi, yalnızca bir çatışma döneminin sona erdiğini değil; mücadelenin biçimsel olarak yeniden kurulduğu yeni bir evreye geçildiğini gösterdi.
Bu adım, devlet cephesinde “terörün sonu” olarak ilan edilirken, ana akım medya tarafından barış çağrıları eşliğinde sunuldu. Bazı muhalif çevreler ise süreci bir yenilgi ya da teslimiyet olarak değerlendirdi. Ancak bu indirgemeci okumalar, ulusal Kürt hareketinin tarihsel sürekliliğini, siyasal olgunluğunu ve politik birikimini kavramaktan uzaktır.
Gerillanın dağlardan çekilmesi yalnızca askeri bir geri adım değil; mücadele biçimlerinin ve stratejik önceliklerin yeniden değerlendirilerek dönüştürülmesidir. Bu adım, Abdullah Öcalan’ın yıllardır vurguladığı demokratik çözüm perspektifinin ve halk temelli siyasal mücadele anlayışının sahaya yansımasıdır. Hareket, yeni dönemde mücadelenin ağırlık merkezini geniş halk kesimlerine kaydırmakta; çözümün halkla, sokakta ve toplumsal örgütlülükle kurulacağını ilan etmektedir.
Barış, Devletle Değil, Halkla Kurulur
Kürt halkının mücadelesi yalnızca silahlı çatışmalarla değil; dil, kimlik, toplumsal eşitlik, kadın özgürlüğü ve demokratik örgütlenme alanlarında yürütülen çok boyutlu bir direnişle örülmüştür. Anadilde eğitim hakkından kadın meclislerine, yerel öz-yönetim deneyimlerinden kooperatiflere kadar kurulan alternatif yapılar bu mücadelenin toplumsal niteliğini ortaya koymaktadır.
Silahların susması bu nedenle bir son değil; mücadelenin siyasal ve toplumsal düzleme daha fazla yayılması anlamına gelir. Gerillanın dağlardan çekilmesi, halkın yaşam alanlarındaki siyasal varlığını güçlendirme kararlılığının bir ifadesidir.
Barış, halkın örgütlenme gücüyle ve kendi kaderini belirleme iradesiyle kurulabilir. Kürt halkı için bu süreç, devletten lütuf beklemek değil; kendi gücüyle, kendi kurumlarıyla barışı inşa etme iradesinin ilanıdır. Aynı zamanda bu, Türkiye’deki tüm ezilen kesimlerin ortak barış ve özgürlük mücadelesine bir çağrıdır.
Kolonyal Akıl ve Rejim........© Yarın Haber
