Türk sosyalizmi tartışmaları başlıyor-I (1962)
Yıldırım Koç yazdı…
1962-1963 yıllarında Türkiye’de ilerici kesimdeki önemli tartışma konularından biri, “Türk Sosyalizmi” idi. Günümüzde pek bilinmeyen bu tartışmaların hatırlanması, Türkiye’ye özgü bağımsızlıkçı ve milliyetçi bir sosyalizm anlayışı açısından önemlidir.
1962-1963 yıllarında, “Türk Sosyalizmi” olarak nitelenen programın gerçekleşmesinin nesnel koşulları yoktu. Günümüzde, bu kez işçi sınıfının çok gelişkin olduğu koşullarda, 60 yıl öncenin programı ve Atatürkçülükle kurduğu ilişki, günceldir ve çok önemlidir.
1962-1963 yıllarında dünyada soğuk savaş devam ediyordu. Stalin’in 1953 yılında ölmesi ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin 1956 yılındaki 20. Kongresi’nde Kruşçev’in Stalin aleyhindeki ünlü konuşmasından sonra soğuk savaşta küçük bir yumuşama yaşansa bile, soğuk savaş 1972 yılındaki SALT 1 antlaşması ve 1975 yılındaki Helsinki Antlaşması’na kadar sürdü.
Diğer taraftan, 1946 yılından 1973-1975 yılına kadar kapitalizmin altın çağı yaşanıyordu. Ekonomik büyüme, toplumun her kesiminin hayat standartlarını yükseltiyordu. Sendikalaşma oranları da artıyordu.
Türkiye de kapitalizmin altın çağından olumlu biçimde etkilenmişti. 1950’li ve 1960’lı yıllarda iş olanakları ve ücretler arttı; kanunlarda işçiler lehine önemli düzenlemeler yapıldı. Ayrıca, yeni yollar, antibiyotikler, DDT, margarin, lastik ayakkabı, gazocağı, elektrik, vb. gibi yenilikler, mevcut düzen içinde insanların hayat standardını yükseltti ve onları genel olarak memnun etti.
Bu yıllarda işçi sayısı arttı; ancak işçilerin önemli bir bölümünün köyle bağları devam ediyor; köydeki ilişkilerinden ek gelir ve temel gıdaları temin edebiliyorlardı.
Sayıca artmakta olan ve epeyce bir bölümü tam mülksüzleşmemiş bulunan işçilerin çok büyük bölümünün, kapitalizmi aşan, üretim araçları üzerinde toplumsal mülkiyeti veya halkçı devlet mülkiyetini talep eden, bu uğurda mücadeleyi göze alan bir anlayışı ve tavrı yoktu.
Diğer taraftan, 27 Mayıs 1960 devrimi sonrasında kabul edilen 1961 Anayasası, hem “sosyal devlet”i kabul ediyor, hem de, Türk Ceza Kanunundaki 141 ve 142. maddelere rağmen sosyalizm tartışmalarına olanak tanıyordu.
Dünya çapında süren soğuk savaş, azgelişmiş ülkelere de yansıyordu. Sovyetler Birliği, bağımsızlığını yeni kazanmış, işçi sınıfının zayıf ve anti-emperyalist anlayış ve uygulamaların yaygın ve güçlü olduğu ülkelere yardım yaparak, onları........
© Veryansın TV
