Aybar: Türkiye sosyalizmi bağımsızlıkçıdır
Yıldırım Koç yazdı…
Geçmişte Sovyetler Birliği’ni savunmanın sosyalizmi savunmak olduğunu düşünen çevreler, Sovyetler Birliği’ndeki anti-demokratik ve diğer yanlış uygulamalara sahip çıktıkça ve yanlış bir “enternasyonalizm” anlayışıyla Sovyetler Birliği’ne bağlı ve bağımlı bir çizgi izleyince, Türkiye’de sosyalizm mücadelesine büyük zarar verdi. Bu anlayış günümüzde bile bazı çevrelerde devam ediyor. Özellikle Kurtuluş Savaşımız döneminde Sovyetler Birliği’nin Türkiye’ye yaklaşımı konusundaki abartılı övgülere bugün bile rastlamak mümkündür. Sovyet Rusya’nın özellikle 1920 Ağustos – 1921 Ocak döneminde ve hatta Sakarya Savaşı zaferine kadar Türkiye’yi mandası haline getirme çabaları ve Anadolu ve Sovyet Rusya’daki Türk komünistlerinin bu amaç doğrultusundaki aktif işbirliği de genellikle görülmez veya gözden saklanır.
Sovyetler Birliği’nin gerek SSCB içindeki sosyalist cumhuriyetler ve gerek 1945 yılından sonra Kızıl Ordu’nun Almanlardan kurtardığı bölgelerde kurulan “Halk Cumhuriyetleri” üzerindeki hakimiyeti de Türkiye’de gerektiği gibi tartışılmadı. Bu ülkeler gerçekte Sovyetler Birliği’nin birer “mandası” durumundaydı. Örneğin, Azerbaycan, ülkenin işçi sınıfının bağımsız bir mücadeleyle iktidara gelmesiyle değil, 1920 yılı Nisan ayı sonunda Kızıl Ordu’nun Bakü’yü işgali sonrasında “Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti” yapıldı. Çekoslovakya da Sovyetler Birliği’nin aktif müdahalesiyle “Halk Cumhuriyeti” yapılmıştı. Eski TKP, Sovyetler Birliği’ne bağlı ve bağımlı yapısıyla, Türkiye için böyle bir durumu peşinen kabulleniyordu. Bu konuya ilişkin belgeleri SSCB’nin Türkiye’yi İşgal Girişimleri, Eski TKP ve Anti-Kemalist Faaliyetler (Pankuş Yay., Ankara, 2025) kitabımda yayımlamıştım.
Çekoslovakya’da 1968 yılında Sovyetler Birliği’nin kontrolünden çıkma eğilimleri önem kazandı. Bunun üzerine, Sovyetler Birliği ile SSCB içindeki “Sovyet sosyalist cumhuriyetleri” ve SSCB dışındaki “halk demokrasileri” arasındaki bağımlılık ilişkisinin değerlendirilmesi önem kazandı. Sosyalist ülkeler arasındaki ilişki eşitlik ve demokrasi temelinde kurulmamıştı ve işlemiyordu. Emperyalist güçlerin “Sovyet peyki” eleştirisi büyük ölçüde doğruydu. Sovyetler Birliği Komünist Partisi, bu ülkelerin komünist partilerini anti-demokratik bir biçimde yönetiyordu. “Yoldan çıkmaya” kalkan devletleri “yola getirmek” için de Sovyetler Birliği ve kontrolü altındaki diğer ülkelerin silahlı kuvvetleri kullanılıyordu.
1968 yılı Ağustos ayında Çekoslovakya’nın Varşova Paktı üyesi Sovyetler Birliği, Polonya, Bulgaristan ve Macaristan silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilmesi, Türkiye’de sosyalizm tartışmalarında bir kırılma noktası oluşturdu.
Mehmet Ali Aybar, 1962 yılında genel başkanlığa getirildikten sonra yaptığı tüm açıklamalarda, Türkiye’nin bağımsızlığını her türlü dış güce karşı koruduklarını belirtiyordu.
M.A.Aybar, Çekoslovakya’nın işgalinde de işin başından itibaren bu işgale karşı açık tavır aldı ve “Türkiye sosyalizmi”nin uluslararası ilişkilerde tam bağımsızlık ilkesini savunduğunu tekrar tekrar gündeme getirdi. Çekoslovakya’nın işgali konusunda sessiz kalmak, TİP’e yönelik saldırıları haklı kılacaktı. Ancak daha sonra Çekoslovakya’nın işgaline karşı çıkmayanlar, 1969 milletvekili genel seçimleri sonrasında TİP yönetimine getirildi.
TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar, Dönüşüm Dergisi’nin sorularına 1 Aralık 1966 tarihinde yanıt verdi. M.A.Aybar’ın yanıtında, “Türkiye sosyalizmi” ve bağımsızlık konuları aşağıdaki biçimde vurgulanıyordu:
İkinci Milli Kurtuluş Mücadelesi Bayrağını Partimiz Taşıyor
Türkiye Sosyalizminin Özellikleri:
Sosyalizmin Türkiye’ye özgü tarih koşulları içindeki uygulanışına ve bu koşullarla, bu koşullar içindeki uygulanışın teoride değerlendirilmesinden meydana gelen Türkiye’ye özgü sosyalist teori-eylem sistemine Türkiye Sosyalizmi adını veriyoruz. Gerçekten Türkiye’nin bir milli kurtuluş savaşı verdikten sonra bugün ikinci bir milli kurtuluş mücadelesi içinde bulunması; halkımızın Osmanlı tipi ceberut devlet anlayış ve yönetimine karşı olması ve oy hakkına kıskançlıkla sahip çıkması; halktan yana, sosyalizme açık bir anayasanın varlığı gibi etkenler, Türkiye’de sosyalizme alelade uygulanış özelliklerinden ötede bir nitelik kazandırmaktadır.
Türkiye sosyalizmi, teori ve eylem olarak Türkiye İşçi Partisi’nin milli bağımsızlık, emekçi halkımızın horlanma ve sömürülmeden kurtulması, anayasanın eksiksiz tastamam uygulanması........© Veryansın TV
