İslam’ın Düşmanları Bizim Neyimiz Olur?
Yüce Kur’an’da rabbimizin basiret sahibi biz müminleri uyardığı, bilgilendirdiği ve buna kesin olarak iman etmemizi istediği önemli konulardan birisi de münafıklara, müşriklere, kafirlere, Hıristiyan ve Yahudilere karşı duruşumuzdur. Çünkü bunlar birbiriyle işbirliği yapan, birbirini dost edinen ama Müslümanlarla alay eden, Allah’a ve Rasulüne savaş açan tuğyan sahibi tagutlardır. Hıristiyan ve Yahudilerin içlerinden Tevbe edip iman edenler çıksa bile, genel manada onların dinine girmedikçe (Bakara: 120) Müslümanlardan hoşlanmadıklarını Allah bize elçisi aracılığıyla vahyetmiştir.
Fakat Müslümanlar ne hikmetse Allah’ın kullandığı dili, indirdiği hikmeti, gönderdiği elçiyi, sürekli görmezden, duymazdan ve anlamazdan gelerek yukarıdaki saydığımız sapkın gurupların, dinlerin ve ideolojilerin diline, dinine ve söylemine kulak kabartarak onlara eğilim göstermişlerdir. İslam dünyasının bu aymazlığındandır ki bugün dünyanın birçok bölgesinde ve özellikle Gazze’de başımıza gelenler, yaşadığımız acılar ve içinden çıkamadığımız, sorunlar ellerimizle kazandıklarımız yüzündendir desek yanlış söylemiş olmayız. Tabi bu itirafımız elbette ki tüm dünya zalimlerinin, Siyonist kafirlerin, barbarlığını aklamak onları haklı göstermek değildir. Bizim dikkat çekmeye çalıştığımız asıl nokta, onların azgınlığını, sınır tanımazlığını, Müslümanlara dost ve sırdaş olamayacaklarını Kur’an bize defaatle ve kafamızı patlatırcasına tekrarlamasına, bildirmesine rağmen tam tersine ve inadına bizim onlara dost olmaya, kuyruk olmaya çalışmamızdır. Bu utanç verici aşağılık kompleksini anlamak İslam ümmetine anlatmak o kadar zorlaştı ki tıpkı Mümin Suresinin 58. Ayetinde ne kadar da az düşünüyoruz dediği durumu yaşıyoruz.
Evet, ABD ve Batıya haklı olarak küfredip hakaretler yağdırıyoruz ama unutmayın onlar şeytanın avukatlığını yaparak kendi karakter ve mizacları gereği amel icra ediyorlar. Ya bizim durumumuz! İnsanlık için öne çıkarılmış vasat ve hayırlı bir ümmet olma yolunda bizim mizacımız, ihlasımız, imanımız neden uyku halinde? Neden Allah’ı gerektiği şekilde duymuyor ve duymak istemiyoruz? Sözüm ona sayısı 57 ye ulaşan İslam ülkesi iki milyar nüfusu ile yer altı ve yer üstü zenginliği ile coğrafi konumu ile oyun kurmada, siyaset üretmede bir Trump ediyor muyuz? Her alanda bir parmak sallamayla dünyaya ayar çeken, tüm ikiyüzlü korkakları etrafında toplayan, istediği yerden istediğini alabilen bütün mesaisini emperyalizmin çıkarına adayan bir adam dünyayı tek elden yönetmeye çalışıyor. Ve büyük bir coğrafyayı da sanki bir barış elçisi edasıyla yönetiyor. Bunun tek sebebi, karşısında o’na rest çekebilecek, kral çıplak diyebilecek dirayetli cesur, ne Müslüman bir lider, ne de lideri zorlayacak halk var. Halbuki adalet bizde, izzet bizde, merhamet bizde, hakikat zaten elimizin altında o halde neden emperyalist güçlerin kuyruğuna takılıyoruz?
Batı, Trump veya herhangi bir kötülük şebekesi fark etmez, bu şer odakları Müslümanlarla çıkar amaçlı dostluk ilişkilerini kurmayı her zaman başarmışlardır. Çünkü İslam dünyasında ki batı seviciliğinin/hayranlığının asırlardır bir tutku, bir hastalık haline geldiğini ABD........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon