Bakan Yumaklı ile net sorular, net cevaplar
Türkiye’nin son dönem en büyük zirai don olayını yaşadık.
Meyve bahçeleri büyük hasar aldı.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Niğde’de sahadaydık.
Kendisinin çiftçi ziyaretlerini an be an takip ettim.
Bakan Yumaklı durumu yerinde görmek için şehir şehir geziyor.
Protokol falan yok, isteyen çiftçiler Bakan Bey’in yanına doğrudan gelerek durumunu A’dan Z’ye anlatıyor, taleplerini ve sorunlarını “aracısız” iletiyor.
Biz de kendisiyle Niğde’deki bir elma bahçesinde sohbet ettik.
Aklımdaki her şeyi sordum, cevaplar gayet netti; bakalım sizler ne düşüneceksiniz.
Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı ile sohbetimiz:
“ELİ ÖPÜLESİ ÇİFTÇİ”
SORU: Bu sene zirai don oldu. Çiftçilerle birebir görüştünüz. Sahadayız, ne dersiniz, son durum nedir?
Zirai don hadisesi aslında Şubat’ta da oldu. Mersin’de, Adana’da, Hatay’da… Orada da ilk andan itibaren çok hızlı bir şekilde arkadaşlarımız çiftçilerimizin yanında oldu. Zirai don hadisesi ile ilgili meteorolojinin bize uyarılarını dikkate aldığımızda hemen arkadaşlarımıza “Sahaya çıkın, ne yapıyorsanız üreticilerimizle birlikte yapın” dedik. Çiftçilerimizle, üreticilerimizle çok iyi bir hazırlık süreci geçirdik. İklim değişikliğinin bu derece şiddetli olması kullandığınız metotları da teknolojileri de bazen çaresiz bırakabiliyor. Ama o hadisenin olduğu andan itibaren de arkadaşlarımız çiftçilerimizin hasarlarını tespit edip yapılanları söylemek için hep yanlarında oldular. Ağaçlara yoğun bakım yapmak gerekiyor, seneye de ürün alınacak. Eli öpülesi çiftçi, bizimle beraber hareket ediyorlar. Ne derseniz yapacağız diyorlar. Hep beraber mücadele ediyoruz.
“SINIRLAR KAPANSA KİMSEYE MUHTAÇ DEĞİLİZ”
SORU: Türkiye eskiden tarımda kendi kendine yeten bir ülkeydi ama sizinle birlikte artık kendimize yetemiyor muyuz?
Bu enteresan bir söylem. Dünyada hiçbir ülke 0 kendine yetemez. Ülkelerin avantajı ve dezavantajı vardır. Biz avantajlı ülkelerden biriyiz. Yedi bölgemizde çok farklı tarımsal üretim oluyor. Biz stratejik tarım ürünleri başta olmak üzere büyük oranda kendimize yeter bir ülkeyiz. Bugün itibariyle sınırlarımız kapansa hiç kimseye muhtaç değiliz. Zengin topraklara, iklime ve üretici kesimine sahibiz. Kendi kendimize yetmiyoruz demek ülkesinden, halkından ve toprağından habersiz olmaktır.
SORU: Buğday ve unda nasılız?
Bizim kendi buğday üretimimiz ihtiyacımıza yetiyor. Un ihracatında açık ara birinciyiz. Kendi ülkenizde üretmiş olduğunuz ürünleri un üretimi için kullanıyorsunuz, ama dünyaya da bunu satabilmek için farklı ülkelerden bunları alıyorsunuz, burada işliyorsunuz. Bu sanayi çok güçlü bizde. Bu pazarlara bunları gönderiyorsunuz. Buğday ithal etme sebebimiz bu. Onlarca defa açıklanmış bir husus ama söylem olarak nedense cazip görünüyor.
“HAYVAN VARLIĞIMIZ KESİNLİKLE ARTTI”
SORU: Hayvan varlığımız son 20 yılda nüfusa oranla arttı mı azaldı mı?
Kesinlikle arttı. 17 milyon civarında büyükbaş, 53 milyon civarında küçükbaş, 400-500 milyon arası kanatlı varlığımız var. Biz sayılara değil, almış olduğumuz sonuç ve verime odaklanıyoruz. Nicelik değil niteliğe odaklanıyoruz. 3 hayvandan alınan verimi 1 hayvandan alacak şekilde gelişebilirsek başarılı oluruz. Tarımsal üretimimizi 5 şeyin üzerine oturttuk. Sürdürülebilir üretim olacak, bunu verimli yapacağız. Çünkü kaynaklar sınırlı, sayıya değil verime odaklanacağız. Kaliteli ve kayıtlı olup bunları sektöre yatırım olarak........
© tv100
