Yangınla mücadele yaşam refleksi haline gelmelidir
Yaz mevsimi ne yazık ki orman yangınlarını da beraberinde getirdi. Haziran ayı itibarıyla Türkiye, son yılların en yoğun orman yangını sezonlarından birini yaşıyor. Özellikle İzmir’in Seferihisar, Menderes, Doğanbey ve Gümüldür bölgelerinde başlayan yangınlar rüzgârın da etkisiyle geniş alanlara yayıldı; 50 binden fazla vatandaş tedbir amaçlı tahliye edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre sadece İzmir’deki ormanlık alanlarda yüksek güvenilirlik seviyesinde 26’dan fazla VIIRS yangın alarmı kaydedildi.
Öte yandan Mersin’in Bozyazı ilçesi, Sakarya, Balıkesir ve Bilecik gibi farklı noktalarda da orman yangınlarıyla amansız bir mücadele yürütülüyor. Binlerce hektar alan küle dönerken, insanların belleği, yaşam alanı ve geleceğe dair umutları da zarar gördü. Mersin Bozyazı, Sakarya, Bilecik ve Balıkesir gibi farklı noktalarda da yangınlara karşı hızlı ve kapsamlı müdahaleler gerçekleştirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda; 27 uçak, 105 helikopter, 14 İHA, 6.000’den fazla arazöz ve 25 binin üzerinde personelle sahada büyük bir mücadele yürütüldü.
Bu rakamlar, Türkiye’nin bu konuda teknik kapasitesini her geçen yıl artırdığını gösteriyor. Ayrıca orman işletme müdürlüklerinin işbaşı eğitimleri, yangınla mücadelede kurumsal reflekslerin güçlendiğine işaret ediyor. Ancak ortada duran gerçek şu: Yangınların neredeyse tamamı insan eliyle başlıyor. Çoğu zaman ihmalin, dikkatsizliğin ve bilgisizliğin sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Bazı durumlarda sabotaj şüphesi, doğal felaketlerin boyutunu katlanarak büyütüyor. Yetkililerin ifade ettiği gibi, bilinçsizce yakılan anızlar, ormanda bırakılan cam şişeler veya kontrolsüzce yakılan ateşler bir kıvılcım kadar kısa sürede binlerce ağacın, ormanlık alanların yok........
© tv100
