Linç kültürü
Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye siyasal yaşamının en köklü aktörlerinden biri olmasına rağmen, son yıllarda kimlik bunalımı, parti içi çekişmeler, liderlik krizi ve ifade özgürlüğü tartışmaları eşliğinde derin bir kriz sürecinden geçmektedir.
Özellikle 2023 sonrasında gerçekleşen genel başkan değişimiyle birlikte, parti içinde liderliğin meşruiyetine ilişkin tartışmalar ve örgütsel gerilimler daha görünür hâle gelmiş; bu durum ideolojik yönelimden kurumsal yapıya kadar pek çok alanda ciddi bir belirsizlik ve istikrarsızlığa yol açmıştır.
Söz konusu süreç, CHP’nin hem iç bütünlüğünü hem de toplumsal muhalefet üzerindeki temsil kapasitesini zayıflatmakta ve partinin iktidar alternatifi olma iddiasını sorgulanır bir noktaya taşımaktadır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık genel başkanlığının ardından görevi Özgür Özel’e devretmesi partideki dengelerin test edildiği bir dönemin kapısını araladı. Anlaşılan o ki, geçiş süreci hâlâ tamamlanamadı. Halbuki Özgür Özel, “değişim” vaadiyle öne çıkmıştı. Demek ki değişim sloganla gelmiyor. Parti teşkilatları, kadrolar, söylem dili ve medya ilişkileri aynı kalmaya devam ettikçe, değişim yalnızca vitrinde oluyor. Bugün yaşanan kurultay tartışmaları, mahkemeye taşınan delegasyon krizleri, aslında değişimin yüzeysel kaldığının da açık bir kanıtıdır.
Kılıçdaroğlu’nun suskunluğu ise bu kriz tablosunda bir “gölge liderlik” havası estirmeye devam ediyor. Açıkça konuşmasa da, onun adına konuşanlar, dava açanlar, geri dönüş sinyali verenler partinin içinde bölünmüşlük hissini iyiden iyiye derinleştiriyor. Bu da Özgür Özel’in meşruiyetini sürekli sorgulatan bir ortam yaratıyor…
Dahası, parti eleştiriye kapatılmış durumda. CHP, kendi bünyesinde en........
© tv100
