menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kader gayrete âşıktır

7 0
13.08.2025

Hz. Nuh’a tufanın geleceği bildirildiğinde “dua et, bekle” denmedi. Ona “sağlam bir gemi yap” denildi. Hz. Yusuf’a yedi yıl sürecek kıtlığın haberi geldiğinde “tevekkül et, Allah kerimdir” denmedi. O, yedi yıl boyunca ambarlarını doldurdu ve halkını açlıktan korudu. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet (s.a.v.) hicrete çıktığında “Allah yardım eder” deyip yola koyulmadı. Yol rehberini tuttu, devesini hazırladı, güzergâhını belirledi.

Dini hassasiyeti olan kesimler, çoğu zaman dua etmeyi yeterli görüp fiilî sebepleri ikinci plana atıyor. Oysa Peygamber Efendimiz’in “önce deveni bağla, sonra Allah’a tevekkül et” (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 60) hadisi, duanın tedbirin yerine geçmeyeceğini çok net ortaya koyuyor. Tevekkül; tembellik, tedbirsizlik ve kaderciliğin bahanesi değildir.

Gerçek tevekkül, elinden gelen her şeyi yapıp takdiri Allah’a bırakmaktır. Bu fark kavranmadıkça, “olacağı varmış, kader böyleymiş” anlayışı bizi hem dünyada hem ahirette ağır sorumluluk altında bırakır. Kur’an’da “İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır” (Necm, 39) buyurulur. Bu ayet, tevekkülün aktif bir hazırlık süreci olduğunu açıkça gösterir.

Depremler, yangınlar, seller, salgın hastalıklar, kuraklık, ekonomik kriz karşısında dua ediyoruz. Dua elbette önemlidir, ancak tek başına dua, insanı sorumluluk yükünden azade kılmaz.

Pazar günü Balıkesir Sungurlu’da meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremle sarsıldık; yine yüreğimiz ağzımıza geldi. Sarsıntı, İstanbul başta olmak üzere çevre illerde de hissedildi. Allah’tan kısa sürdü ve büyük bir yıkıma yol........

© tv100