Saros 154 Güneş Tutulması
Saros 154 Serisi, 19 Temmuz 1917’de başlamış ve 25 Ağustos 3179’da sona erecek uzun bir döngüye sahip. Toplamda 71 tutulmadan oluşan bu seri; 36’sı tam, halkalı veya hibrit, 35’i ise parçalı tutulma şeklinde gerçekleşecek.
Her bir tutulma 18 yıl 11 gün arayla tekrar ediyor ve bu serinin Ay’ın alçalan yani güney düğümünde gerçekleşmesi, geçmişle hesaplaşma, bırakma ve arınma temasını güçlendiriyor. Serinin son tutulması 11 Eylül 2007’de kısmi olarak yaşanmıştı; bir sonraki ise 21 Eylül 2025’te yine kısmi biçimde gerçekleşecek.
Bernadette Brady bu seriyi, sevdiklerimiz, sağlık veya evrak işleri ve iletişimle ilgili uzun vadeli kaygıların yüzeye çıkmasıyla tanımlar. Ona göre bu döngü, gelişmelerin “kader duygusu” taşıdığı bir süreçtir; ilk bakışta kaygı verici bir enerji taşır, ancak sonunda yeniden yapılanma ve dönüşüm getirir.
21 Eylül 2025’te yaşanacak tutulma parçalı olacak; büyüklüğü 0.855 olarak ölçülüyor ve Ay’ın yine alçalan düğümünde meydana geliyor.
Tutulma Okyanusya ve Antarktika’nın büyük bölümünde, ayrıca Yeni Zelanda’nın güneyi ve Stewart Adası’nda " oranında gözlemlenebilecek.
Dünya’nın merkez bölgelerinden izlenemeyecek, kutup kuşağına yakın alanlarda görülebilecek Saros 154 serisinin doğası gereği belirgin temaları tetikleyecek.
Astrolojik olarak bakıldığında, bu tutulma parçalı olduğundan tam tutulmalar kadar güçlü bir enerji taşımayacak; daha çok “tetikleyici” işlev görecek.
Brady’nin vurguladığı gibi, sağlık, sevdiklerimiz ve iletişimle ilgili meseleler uzun vadeli kaygıları yeniden gündeme taşıyacak, dağılma sürecinin ardından bir yeniden yapılanma evresi açılacak.
Tarihsel ve Güncel Bağlantılar
Tarihsel döngülere Türkiye açısından baktığımızda, serinin ilk başlangıç yılı olan 1917’de Osmanlı İmparatorluğu artık çözülme sürecindeydi. Filistin ve Ortadoğu cepheleri kritik hale gelmiş, Kudüs’ün düşüşüne giden yol bu tutulma sonrasında açılmıştı. İmparatorluğun son demleri yaşanırken, Anadolu’da da ilerleyen yıllarda Millî Mücadele’nin temelleri atılacaktı.
2007’deki son tutulma öncesinde ise Türkiye siyasi ve toplumsal açıdan yine bir dönüm noktasındaydı. Ağustos ayında yapılan genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda AKP iktidarı pekişti, Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildi; bu Türkiye’nin siyasal yönelimi açısından uzun vadeli bir kırılma anlamına geldi.
Aynı yıl Atlas Jet uçağı kaçırıldı ancak can kaybı yaşanmadı; öte yandan aşırı sıcaklar, orman yangınları ve kuraklık iklim krizinin işaretlerini güçlü şekilde gösterdi. Toplumsal hafızada yer eden kayıplar da bu döneme damga vurdu: özellikle sanatçı Barış Akarsu’nun ölümü geniş kesimlerde derin bir üzüntü yarattı.
Dünya olayları açısından Saros 154 serisi hep kritik dönemeçlere denk gelmiştir. Serinin başlangıcında, 1917’de Birinci Dünya Savaşı sürerken imparatorluklar çözülüyor, Rusya’da devrim kıvılcımları büyüyordu; Ortadoğu cephesi Osmanlı için kritik hale gelmiş, ABD ise hem içerde ırk ayaklanmalarıyla hem de dışarıda savaşa katılımıyla tarihsel bir dönüm noktasına girmişti.
2007’deki tutulma öncesi ise küresel ölçekte sarsıcı gelişmeler yaşandı.
BNP Paribas ’ın fonlarını dondurmasıyla başlayan süreç 2008 finans krizinin habercisi oldu; Peru depremi, Güney Asya selleri ve Irak’taki intihar saldırısı binlerce can aldı. Aynı dönemde çevre bilinci Live Earth konserleriyle gündeme taşındı, Yeni Zelanda’daki Ruapehu Yanardağı patladı ve Antarktika’da küresel ısınma raporları dünya kamuoyunu meşgul etti.
2025 tutulması yine Antarktika ve Yeni Zelanda hattında görülecek. Bu bağlantı, günümüzde de aynı başlıkların öne çıkacağını düşündürüyor: iklim krizine bağlı doğa olayları, deniz taşımacılığı ve enerji rotaları üzerinden Pasifik bölgesinde jeopolitik gerilimler, finans piyasalarında yanıltıcı veriler ve manipülasyonlarla şekillenen yeni ekonomik kriz ihtimalleri. Ayrıca tıpkı 1917’de olduğu gibi, mevcut ittifakların çözülmesi ya da yeni siyasi blokların kurulması da gündeme gelebilir. Yani 2025 tutulması, geçmiş döngülerde olduğu gibi dünyayı hem ekonomik hem ekolojik hem de siyasi açıdan yeniden yapılanmaya zorlayacak bir eşik olarak duruyor.
Bu, özellikle Pasifik kuşağının ve Okyanusya bölgesinin önümüzdeki dönemde dünya gündeminde daha fazla yer alacağını işaret ediyor.
Günümüzde Çin’in Pasifik üzerindeki nüfuz mücadelesi, Avustralya’nın güvenlik ittifakları, Yeni Zelanda’nın çevre ve iklim politikaları ve Antarktika üzerinde süren bilimsel–stratejik rekabet düşünüldüğünde; tutulma bu bölgelerde jeopolitik krizler, çevresel kırılmalar ve yeni ekonomik dengeler getirebilir.
Aynı zamanda iklim değişikliği, deniz taşımacılığı ve enerji kaynakları Pasifik üzerinden yeniden şekillenebilir. Bu tablo, 1917’deki devlet çözülmeleri ve 2007’deki ekonomik–ekolojik krizlerin şimdi Pasifik eksenine kaydığını ve 2025 sonrası dönemde dünyanın yeni çatışma ve dönüşüm hattının burada olabileceğini düşündürüyor.
21 Eylül 2025 Güneş tutulması, 29° Başak’ta gerçekleşiyor ve haritada MC noktasına yalnızca 5° uzaklıkta. Bu derece yakınlığı tutulmanın etkilerini çok daha görünür hale getiriyor, çünkü MC (tepe noktası) devlet, liderler, ülkenin itibarı ve toplumun “göz önünde olan” tüm alanlarını temsil ediyor.
Özellikle anaretik 29° vurgusu, “son perde” veya “kritik eşik” niteliği taşırken, 2025 tutulması ise MC’ye yalnızca birkaç........
© tv100
