Benim de Duygularım Var!
Birileri “haydi bakalım, harekete geç!” diyor ama sen yerinden kalkamıyorsun. Sanki biri “dans et” diyor ama arkada hüzünlü bir keman çalıyor. İnsanın bazen bağırmak isteyip de susması gibi… Mars şu sıralar Terazi burcunda. Ve bu geçiş, öyle gürültülü bir savaş değil; sessiz bir iç çatışma gibi çalışıyor.
Dışarıdan baktığında herkes nazik, herkes uyumlu. Ortam "merhaba canım, nasılsın tatlım?"larla dolu. Ama içeride herkes kırgın, yorgun ve öfkeli. Çünkü Mars Terazi’de doğasına ters düşüyor. Savaşmak isteyen bir savaşçının eline “denge kılıcı” veriliyor. Yani kılıcın bir tarafı kalp, bir tarafı terazinin kefesi gibi. Koşmak isteyen biri, önce "karşı taraf ne der" diye düşünmek zorunda kalıyor. İşte yorgunluk da tam buradan başlıyor. Harekete geçememek, geçmek isteyip duraksamak: ruhun frene basması gibi bir şey.
“İyi Görünmek” Zorunluluğu
Mars Terazi’deyken herkes nazik olmak zorundaymış gibi davranır. Çay içerken fincanı bile özenle tutarsın. Ama için içini yer; “Ben gerçekten böyle biri miyim, yoksa öyleymiş gibi mi davranıyorum?” Bu zarafet bazen fazla zarif. İçten içe “aslında hiç de böyle hissetmiyorum” dersin ama gülümsemeye devam edersin. Gülümsemekten çene krampı geçirecek hâle........
© tv100
