menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tatlıcıların miras davasında FETÖ’nün işi ne?

295 32
23.07.2025

“Yok artık” dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Şaşıracak bir şey yok. FETÖ, paranın olduğu her yere sinsi ve zehirli bir yılan gibi sızar.

Şimdi anlatacaklarımda belki FETÖ’nün kendisi yok ama izi, kokusu var.

Dünyanın en uzun süren miras davalarından biri Tatlıcı ailesinin miras davası. Neredeyse 15 yıldır devam etmekte.

Başlangıcı, Türkiye’nin en zenginlerinden Mehmet Tatlıcı’nın 22 Şubat 2009 yılındaki vefatına dayanıyor.

Burada ederi 4 milyar doları bulan bir servetten bahsediyoruz. O mirasın çok küçük bir bölümünün Zincirlikuyu’daki o devasa gökdelen olduğunu dikkate alarak anlayın bu servetin büyüklüğünü.

Önce bir ÖZET ile başlayayım. Sonra da yılan hikâyesine dönen bu miras davasında neden FETÖ’nün adının geçtiğini, FETÖ ve emrindeki kripto ilişkiler ağını, uluslararası dava süreçlerini, Türkiye’deki yargı bürokrasisinin nasıl kilitlendiğini tek tek anlatacağım.

YIL 1966; EVLİ MEHMET TATLICI’NIN 16 YAŞINDAKİ MARİKA İLE YASAK AŞKI

Fırıncılıktan başlayan iş yaşamı boyunca muazzam bir servet edinen ve Forbes dergisi tarafından dünyanın en zengin 27. kişisi olarak adı yayınlanan Mehmet Tatlıcı, Bedriye hanımla evli olduğu dönemde kendisinden 19 yaş küçük olan ve yanında kasiyer olarak çalışan Marika hanımla büyük bir aşk yaşadı. Kendisi o sırada 35, Marika ise 16 yaşında bir kız çocuğuydu. Burgazada’da balıkçılık yaparak geçimlerini sağlayan Evyeniyos ve Katina çiftinin kızıydı Marika. İş insanı Mehmet Salih Tatlıcı’nın yanında çalışmak için başladığında yıl 1966’ydı. Aralarındaki fırtınalı aşk da o tarihte başladı zaten.

Kıbrıs olayları patlak verdiğinde Evyeniyos ve Katina çifti diğer kızları Efimiya’yı da yanlarına alarak Yunanistan’a göç ettiler ve kendi istekleriyle Türk vatandaşlığından çıktılar. Marika Türkiye’de Mehmet Tatlıcı ile kaldı.

ATİNA’DA AĞZINDA GÜMÜŞ KAŞIKLA DOĞAN ERKEK ÇOCUK; UĞUR TATLICI VE MİRAS ŞOKU

İkilinin bu yasak aşkından 1977 yılında Atina’da bir erkek evlatları dünyaya geldi. Adını Uğur koydular.

Mehmet Tatlıcı yaklaşık 15 yıl sonra eşi Bedriye hanımdan ayrılarak Marika hanımla evlendi.

Mehmet Tatlıcı 2009 tarihinde Londra’da öldüğünde diğer mirasçıları öğrendiler ki o 4 milyar dolarlık servetin büyük bölümü Uğur Tatlıcı’ya ve sonradan Nurten adını alan Marika hanıma bırakılmış. Aslında Mehmet Tatlıcı’nın bu aşktan öyle gözü dönmüştü ki daha mirası açıklanmadan evvel, yani henüz yaşarken 1992 yılından itibaren pek çok malvarlığını zaten Marika hanımın üzerine yaptırmıştı.

Tabii mirasın büyük bölümünden mahrum kalan Hacı Bedriye Tatlıcı ve üç çocuğu o tarihten itibaren büyük bir miras davasını başlattılar.

Bu büyük anlaşmazlık ve tartışmalar hem Türkiye hem de ABD mahkemelerinde devam etti.

MARİKA VE UĞUR TATLICI TARİHİ ESER KAÇAKÇILIĞINDAN NASIL CEZA ALDI?

Ama karşılıklı suçlamalar da bu davalara eşlik etti. Mesela Kağıthane’de bir depoda gizli tutulan 261 adet tarihi eser nedeniyle İstanbul 35. Asliye ceza mahkemesi Marika Nurten Tatlıcı ile Uğur Tatlıcı’yı tarihi eser kaçakçılığından 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Ele geçirilen eserler arasında fermanlar, beratlar, tarihi cephe parçaları ve ahşap mobilyalar vardı. Bu eserlerden 51’i yakalandı ve 20’si müzeye teslim edildi. Ama bu arada kendilerini ve tarihi eserlerin yerini ihbar eden güvenlik görevlilerini çalışanlarına darp ettirdikleri iddiasıyla yapılan şikâyetten de daha sonra sınırdan kaçarken yakalan FETÖ’cü savcı Ekrem Beyaztaş’ın mütalaası (*) ile “azmettirici” olarak nitelendirilip cezadan kurtuldular.

Ancak 2023 yılında tekrar aynı konuyla ilgili olarak yeni bir dava sürecine girildi ve anne-oğulun cezaları ikişer yıl olarak belirlendi. Tabii Türkiye’de olmadıkları için FİRARİ sayıldı.

MALTA VATANDAŞI OLAN UĞUR TATLICI’NIN MİRAS DAVASINA KARŞI TUTTUĞU HUKUKÇULARIN İLGİNÇ PROFİLLERİ

Bu kısmı çok dikkat ve ilgiyle okuyacağınızı biliyorum.

Başlayan hukuk savaşında, klasik bir zengin iş insanı portresinin ötesinde, yargı, aile, kamuoyu ve uluslararası ilişkiler alanlarında çok yönlü bir figür olan Uğur Tatlıcı boş durmayıp kendisine profesyonel HUKUKÇULARDAN BİR KALE oluşturdu. Türkiye’nin, hakkında pek çok yazı yazılan hukukçularıydı bunlar.

Uğur Tatlıcı bu çerçevede 2013-2014 yıllarında, üzerinde tedbir bulunmayan tüm mallarını sattı. Satılan bu malların değerinin kiralarıyla birlikte yaklaşık 1,5 milyar doları bulduğu ileri sürülüyor ve tüm paranın da şu anda yurtdışında olduğu belirtiliyor. Hakkında dava açan üvey kardeş Mehmet Tatlıcı’nın ifadesine göre Uğur Tatlıcı’nın şu anda Türkiye’deki bankalardaki parası yalnızca 0,07 lira.

Uğur Tatlıcı 2016 yılının Mart ayında da Malta vatandaşlığı aldı.

Şimdi ona akıl veren ve bu miras davasında sırtını yasladığı ünlü hukukçuları biraz tanıyalım. Çünkü hepsi de YARGI-SERMAYE-AKADEMİ üçgeninde önemli bir güç odağının tam merkezinde yer alan isimler. Onları tanıdıkça bir haksızlık temelinde yürüyen miras davasının neden düğüm olduğunu anlamak zorlaşmıyor.

AVUKAT FATİH BİLGÜTAY…

Yüksek profilli davalarda adı çok geçen Bilgütay’ı aşağıda linkini de verdiğim KRT’de yayınlanan haberle (**) hatırlayalım:

“Salih Tatlıcı’nın paylaşılamayan 4 milyar dolarlık terekesine yolsuzluk da karıştı. Uğur ve Nurten Tatlıcı’nın avukatı Mehmet Fatih Bilgütay’ın, tereke malı TAT TOWERS’ın dış cephesinin kiraya verilmesi işinde, hısımlarına kurdurduğu reklam şirketi üzerinden 6 milyon 700 bin TL haksız menfaat edindiği ve böylelikle vekil olarak görev yaptığı terekeyi ve diğer mirasçıları zarara uğrattığı ileri sürüldü. Bahsi geçen reklam işinde reklamı veren GSM Operatörü şirketin genel müdürü olan Kaan Terzioğlu’nun da Avukat Mehmet Fatih Bilgütay’ın yeğeni olduğu ortaya çıktı.”

Bu kadarla geçelim.

PROF. DR. KÖKSAL BAYRAKTAR…

Çok tanınmış bir hukukçu ve avukat. Ceza hukuku uzmanı.........

© tv100